8 Eylül 2014 Pazartesi


KONUŞMADAKİ SIRA ALIŞ ORGANİZASYONUNUN 

BASİT BİR SİSTEMATİĞİ

    Harvey Sacks                     Emanuel A. Schegloff        Gail Jefferson


Sacks, H., Schegloff, E.A., Jefferson, G.(1974). A simplest systematics for the organization of turn-taking for conversation. Language, 50 (4), 696-735. Publisher: Linguistic Society of America


Çeviri: Göklem Tekdemir Yurtdaş

Konuşmadaki sıra alış organizasyonu,  diğer sözel paylaşım sistemleri için olduğu (speech-exchange  systems) gibi konuşma için de esastır. Konuşmadaki sıra alış organizasyonu için bir model önerilmiştir ve konuşma hakkında kabaca gözlenebilir bir dizi olgu ile uyumluluğu incelenmiştir. İnceleme sonuçlarına göre, konuşma içindeki sıra alış modeli, en azından yerel olarak yönetilen, tarafların karşılıklı katılımda bulunduğu, etkileşimsel olarak kontrol edilen ve alıcı tasarımından etkilenen bir model olarak tanımlanabilir. Modelin bazı genel sonuçları açıklanacak ve diğer sözel paylaşım sistemlerinin sıra alış organizasyonları ile karşıtlıklarının bir taslağı sunulacaktır.*


1.GİRİŞ:
 Sıra alış, oyunlardaki hamleleri düzenlemek, siyasi görevlerin paylaştırılması, kavşaklardaki trafiği düzenlemek, işyerlerinde müşterilere hizmet vermek için ve görüşmeler, toplantılar, tartışmalar, seremoniler ve sunumlar sırasında gerçekleştirilen konuşmalar için kullanılır-son olarak belirttiğimiz etkinliklerden ‘sözel paylaşım sistemleri’ olarak bahsedeceğiz. Sıra alış, sosyal organizasyonun bariz bir şekilde en önde gelen türüdür ve örneklerini başka etkinliklerde de bulabiliriz.  Sosyal olarak organize edilen faaliyetler için, ‘sıraların’ varlığı bir  ekonomik sisteme işaret eder; sıralar değer taşıyan şeylere ilişkindir ve  dağıtımında kullanılacak araçlar vardır ki bu, ekonomilerde olduğu gibi göreceli dağılımlarını etkiler. Sırayla organize edilmiş bir faaliyetin sosyolojisi ile ilgilenen bir araştırmacı, en azından sıra alış organizasyonu mekanizmasının biçimini ve devreye girdiği etkinliklerde sıraların dağılımını nasıl etkilediğini tespit etmek isteyecektir. 
Sıra alış sistemleri üzerine çalışan bir araştırmacı için, sıra alış sistemlerinin çeşitli şekillerde inşa edilebilir olması şaşırtıcı değildir. Birbirinden farklı türdeki bir çok faaliyeti organize etmek için kullanılması sebebiyle, sıra alış sistemlerinin devreye girdiği faaliyetlerdeki eylem türlerinin özelliklerine nasıl uyum gösterdiklerini betimlemeye çalışmak özellikle ilgi çekicidir. Aynı şekilde, sıra alış sisteminin organize ettiği herhangi bir tür etkinlikle ile ilgilenen bir araştırmacı, araştırılan etkinlik türünün,  bu etkinlik üzerinde çalışan sıra alış sistemiyle nasıl uyumlaştığı ya da nasıl kısıtlandığını belirlemek isteyecektir.
Bu raporun konusu, konuşma içindeki sıra alış sistemidir. Yukarıda belirtilenler de ele alınacak sorular arasında yer almaktadır. Konuşmada alınan sıralara ilişkin düzenin, konuşma içinde işleyen organizasyonlardan biri olduğunu başka araştırmacılar da belirtmiştir ve bu organizasyon türüne ilişkin ilginç özelliklerini ve ayrıntılarını tespit etmiştir.1 Ancak konuşmadaki sıra-alış organizasyonu sistematiği hakkında henüz hiçbir açıklama mevcut değildir. Burada, doğal şekilde gerçekleşen konuşmaların ses kayıtlarının kullanıldığı araştırmanın temelinde, biz konuşmadaki sıra-alış organizasyonunun en basit sistematik formunu tanımlamaya ve bu organizasyonla ilgili bazı ilgilendiğimiz kısımları çıkarmaya çalışacağız.
  Sıra-alış olarak nitelendirdiğimiz organizasyonun farklı boyutları, “küçük grup” davranışlarını inceleyen araştırmacıların gündemine zorla girmiştir. Bu araştırmacılar, küçük gruplardaki2  katılımcıların konuşma dağılımıyla ilgili veya küçük grup oturumlarında3 ardışıklık düzenini oluşturan ‘hareketlerle’ ilgili problemlerle uğraşırken aslında temel olarak sıra-alış sistemi tarafından belirlenmiş olan problemlerle karşılaşmışlar ancak çoğunlukla problemleri bu bağlamda değerlendirmemişlerdir. Mülakat davranışı üzerine çalışan öğrenciler, bu davranış türüne4 benzeyen ikili konuşmalarda gerek taraflar arasındaki konuşma dağılımları konusunda, gerek sessiz kalma sıralarının dağılımı konusunda, gerekse konuşmada birinin diğerine baskın çıkıp onu sindirmesi veya konuşma hakkını bir tarafın elinde tutması konusunda ve bu tarz geçişlerin ya da elde tutuşların koordine edilişi konusunda çalışmışlardır.  Bu çalışmacılar, aynı zamanda sıra alışın merkezi bir etkisinin olduğu sorulara yanıt aramışlardır; ama bu konuya, sıra alış anlamında sadece çevresinden dolanarak eğilmiş veya bu sorulara yaklaşımlarında açık veya örtük olarak kullandıkları sıra alış modellerinin zayıflıkları sebebiyle tatminkar açıklamalar üretememişlerdir. Antropoloji alanındaki bazı araştırmacılar, sıra organizasyonun5 belli boyutlarını çok açık bir şekilde belirtmişlerdir ama onların gözlemleri çoğu zaman stratifikasyon veya yasal sistemler gibi konularda kullanılmıştır. Sıra alışı kendi başına, merkezi bir olgu olarak görme ve değerlendirme noktasında materyaller toplama ve bu materyalleri ayrıntılı inceleme bağlamında çok az çaba sarf edilmiştir.6 Bütün bu inceleme alanlarında araştırmacıların ilgisini çeken, sıra alış işleminin, başka bir problemle ilgili olan belli bir sonucu veya ürünü olmuştur. Bu sonucun ortaya çıkmasını sağlayan veya onu bizzat üreten sıra alış sisteminin organizasyonu ve işleyişi ile ilgilenilmemiştir. Doğrudan sıra alışı ele alan yaklaşımlar ise,  sistemin çıkarımlarının derinliğine ilişkin çıkarımlarda bulunmada ve oluşturduğu düzenliliğin ayrıntılı bir değerlendirmesini yapmada, genel olarak programlı veya sadece başlangıç düzeyinde deneysel düzeyde kalmıştır ancak yine de sistematik bir değerlendirme mevcut değildir.7
Yaklaşık son altı yıldır bu araştırmayla yakından ilgilenmekteyiz; konuşma düzeni içindeki çeşitli ardışıklık türlerini tespit etmek, betimlemek ve aralarındaki karşılıklı bağlantıları değerlendirmek için doğal konuşmaların kayıtlarını kullanıyoruz. Bu çalışmadaki motivasyonumuzun kaynağı, sosyoloji disiplinine dayanmaktadır. Sıra alış organizasyonunun bizim ele aldığımız şeklinin temelini şöyle açıklayabiliriz. Birincisi, düzenli sıra alış organizasyonunun varlığı,  konuşma verilerinde giderek artan belirginlikte gözlenmektedir. Genel olarak, tek seferde bir tarafın konuştuğu, konuşmacıların değişmesine rağmen sıralarının boyutunun ve sırasının değişmesine rağmen, bu geçişlerin hassas bir şekilde düzenlendiği aşikar hale gelmiştir. Sıraların dağıtımı için belli teknikler kullanılır ki bunların tespit edilmesi, sıra alışı  tanımlayan herhangi bir modelin parçası olmak durumundadır. Sıraların statüsü ile ilişkili sözcelerin inşası için kullanılan teknikler vardır ve bu teknikler geçişlerin koordinasyonunu ve konuşmacı olma konumunun dağıtımını üstlenir. Kısacası bir grup olgusal malzemenin yüzeysel olarak incelenmesi bile, sıra alışın var olduğunu ve bu organizasyonun temel boyutlarını açığa çıkarır. Belli ortamlarda ortaya çıkan belli sonuçlar yerine bu tarz olgular üzerinde yoğunlaşmak, sıra alış organizasyonunun belli bağlamlardaki uygulamaları ve sebep olduğu sonuçlar yerine, kendisinin incelenmesine sebep olur her ne kadar sıra alışın daha formel bir sunumu daha özel bulguları aydınlatsa da.
İkincisi, biz konuşma içindeki sıra alış organizasyonunun tanımını yapılabileceğini gösteren işaretler bulduk. Bu organizasyonun tanımı, hem bağlamdan bağımsız olma ve hem sıra dışı bir tarzda bağlamsal bir hassasiyet taşıma şeklinde önemli ikiz özellikleri içerecektir.8 Bu tür bir organizasyonunu aramaya, şimdi sıralayacağımız sebeplerden dolayı başladık. Gerçek konuşma ile ilgili araştırmada ilk karşılaşılan sorun, konuşmanın daima “yerleşik” (situated) olmasıdır. Konuşma daima, katılımcıların gerçek koşullardan kaynaklanır ya da o koşulların bir parçasıdır.  Ancak belli konuşmaları incelemek için bu konuşmalarla bağlantılı olan durumlar hakkında bilgi sahibi olmak zorunda kalmayı ya da bu durumları betimlemeyi istememenin belli sebepleri vardır. Bur durumda soru şudur: Konuşma verilerimizden, bu verilere dair yerleşiklik, kimlikler ve içerik ya da bağlam özelliklerini dikkate almayı gerektirmeyen düzenlilik gösteren olgular ayıklanabilir mi?
Böyle bir organizasyon türünün olduğu beklentisinin sebebi şöyle ifade edilebilir. Konuşma, farklı kişilerin ya da (farklı grupların) kimliklerinin devreye girdiği etkileşimleri ve durumları uyum sağlayabilir; çeşitli kombinasyonlara duyarlı olabilir; bir durum içindeki durum değişimiyle başa çıkma yeteneğine sahip olabilir. Bu nedenle, bağlamdan bağımsız olan bir formel mekanizması olmalıdır ki belli bir bağlamdaki sosyal gerçeklik parametrelerine ilişkin bir duyarlılık oluşturması ve sergilemesi mümkün olsun. Konuşma organizasyonunun bazı yönlerinin, bağlamdan bağımsız ve bağlama duyarlı olması beklenebilir; çünkü konuşma, potansiyel kimlikleri ve herhangi bir düzeyde potansiyel bir yakınlıkları olan taraflar arasındaki bir etkileşim aracıdır. Biz konuşmadaki SIRA ALIŞ organizasyonunun böyle bir şey olabileceği sonucuna vardık. Yani bu organizasyon, hem genel bir soyutlanmışlık hem de yerel bir özelleşme potansiyeline sahip gibi görünmektedir.
Özetle; sıra alış bir konuşma içindeki organizasyonun temel formu gibi görünmektedir- temel bir form çünkü taraflara göre değişmez yani tarafların beraberinde getirdikleri değişik özellikler ne olursa olsun, sistem değişmeden bu özelliklere uyum sağlayabilir ve böylece bağlamın sosyal yönlerinden seçici ve yerel olarak etkilenmiş olur. Sıra alış organizasyonun tanımı, bağlama duyarlı olmasını sağlayan bir tasarım üzerinden değişkenliklere uyum gösterebilmelidir. Ancak aynı zamanda, belli bir bağlamın içeriğine bağlı kalmadan, konuşmanın genel özelliklerini tespit edebilmelidir.
Bir modelin önemini gösterecek şekilde, bize göre aşağıdaki kabaca gözlenebilen olguları açıklamayı (hatta bu olgulara uygun olmalı ya da türevlerinin ortaya çıkmasına izin vermeli) sağlamalıdır.9
Herhangi bir konuşma içinde biz aşağıdakileri gözlemleriz.10
Konuşmacı değişimi yinelenir veya en azından gerçekleşir (bkz 4.1).
Ezici bir çoğunlukla, her seferde tek bir taraf konuşur (bkz.4.2).
Bir seferde birden fazla konuşmacının konuşması yaygındır ancak kısa sürer (bkz 4.3).
Aralarında boşluk ve çakışma olmadan yapılan geçişler (bir sıradan bir sonrakine) yaygındır. Kısa süreli boşluk veya çakışma ile seyreden geçişler ile birlikte bu geçişler, geçişlerin büyük çoğunluğunu oluşturur (bkz 4.4).
Sıra düzeni sabit değildir, değişir (bkz 4.5).
Sıranın uzunluğu sabit değildir, değişir (bkz 4.6).
Konuşmanın süresi önceden belirlenmiş değildir (bkz 4.7).
Tarafların ne söyleyeceği önceden belirlenmiş değildir (bkz 4.8).
Sıraların göreceli dağılımı önceden belirlenmiş değildir (bkz 4.9).
 Tarafların sayısı değişebilir (bkz 4.10).
 Konuşma sürekli veya süreksiz olabilir (bkz 4.11).
 Sıra dağıtımları açıkça kullanılır. Bir mevcut konuşmacı, bir sonraki konuşmacıyı seçebilir (konuşmacı diğer konuşmacıya soru yönelttiği zamanki gibi)  veya taraflar, konuşmayı kendileri başlatmayı seçebilirler (bkz 4.12).
 Çeşitli “sıra inşası birimleri” kullanılır. Örneğin sıralar, tahmini olarak “tek bir kelime uzunluğunda” olabilir veya cümle uzunluğunda olabilir (bkz 4.13).
 Sıra alış hataları ve ihlalleri ile başa çıkmak için onarım mekanizmaları vardır. Örneğin;  iki taraf, kendilerini aynı anda konuşurken bulurlarsa,  biri erkenden duracak ve böylece sorunu onaracaktır (bkz 4.14).

Bu alana ilişkin ilgimizi göstermek için, biz burada sıra alış organizasyonunun basit bir sistematiğini sunacak ve değerlendireceğiz; bu sistematik, yukarıdaki listedeki şartları ele almaktadır.11 Sonrasında bariz ya da daha az bariz olan olguları nasıl ele aldığını göstereceğiz. Bundan sonra da sıra alış organizasyonunun yapısını ve önemini ele alacağız. Biz böyle bir modelin potansiyel önemi ile ilgili iki yorumumuzu sunuyoruz:

Yukarıda listelenen gerçekler, diğer sözel paylaşım sistemlerinde geçerli olanlarla (Örneğin; toplantılar, görüşmeler, tartışmalar, kutlamalar) karşılaştırıldığında, aralarındaki farklar kolaylıkla tespit edilmiştir. Tartışmalarda, sıra alışların uzunluğu ve dizilimi açıkça önceden belirtilmiştir. Bu farklılıklar,  farklı sıra alış sistemlerinin rol oynadığını göstermiştir. Konuşma açıkça “sözel paylaşım sistemleri” arasında merkezi bir konuma sahiptir; belki de konuşmanın sıra alış sistemi,  bu merkeziliğin açıklanabilmesini sağlamaktadır.
Sıralar değer verilen, aranan veya kaçınılandır. Sıra alışın sosyal organizasyonu, sıraların taraflar arasında dağıtımını yapar. Bu, en azından bir ekonomi gibi şekillenmiş olmalıdır. Bu şekilde diğer ekonomiler gibi, sıra alışın organizasyonunun da sıraların göreceli dağılımını etkileyebileceği beklenebilir. Biz organizasyonu çözene kadar bu etkilerin ne olduğunu ve nerede ortaya çıkacağını bilmeyeceğiz. Ancak her türlü bilimsel ve uygulamalı araştırma konuşmayı kullanmaktadır ve hepsi etkilerini bilmedikleri bir aracı kullanmaktadır. Bu belki de gereksizdir.

2.YAZI DÖKÜMLERİ: 
Konuşmadaki sıra alış organizasyonu sistematiğine geçmeden önce, okuyucunun, yazı dökümünde kullanılan özel sembollerin açıklandığı eki incelemesi önerilmektedir.
3.BASİT BİR SİSTEMATİK: 
Konuşmanın sıra alış organizasyonu, 2 bileşen ve bir dizi kuralla tanımlanabilir.
  3.1. SIRA İNŞASI BİLEŞENİ: 
Konuşmacının sıra inşa etmek için sergilediği çeşitli birim türleri vardır. İngilizce’deki birim türleri, cümle, sözcük grubu (deyiş), cümlecik ve kelimelerdir. Kullanılan birim türü örnekleri, sözcede kullanılması planlanan birim türlerine ilişkin bir tahminde bulunmayı olası kılar ve bir birimin tamamlanması için neyin gerektiğine ilişkin bilgi sunar. Tahmin edebilme özelliğinden yoksun birimler, aynı şekilde kullanışlı olmayabilir.12 
Konuşmacı konuşma sırası geldiği zaman, birim türlerinden herhangi birini kullanmaya hak kazanmıştır. İlk muhtemel birimin tamamlanması,  etkileşimde sıranın geçişinin yerinin zeminini hazırlar.

3.2. SIRA DAĞITIM BİLEŞENİ: 
Sıra dağıtım teknikleri iki gruba  ayrılır: a)Konuşmacının
kendisinden sonraki sırada diğer bir konuşmacıya söz hakkı vermesi ve b) Konuşmadaki sonraki sıranın,  katılımcının kendisinin seçmesi13

3.3. KURALLAR: 
Aşağıdaki kurallar,  etkileşimdeki sıra inşasını belirleyen, bir sonraki sıranın bir tarafa verilmesini sağlayan ve sıralar arası geçişlerde olası boşluk ve çakışmayı en aza indirmeyi koordine eden sıra alış organizasyonun temel kurallarıdır.
1- Sıranın bir sonraki kişiye geçmesinin olası hale geldiği sıra-alışın geçiş alanındaki bir sıra inşası birimi için:
 a)Eğer sıra düzeni, konuşmacının diğer konuşmacıya söz hakkını vermesi tekniğini içeriyorsa, seçilen taraf konuşma hakkına sahiptir ve sonraki sırada konuşması beklenir. Diğer tarafların böyle bir hakkı ya da zorunlulukları yoktur ve geçiş bu noktada gerçekleşir.
b) Eğer sıra düzeni, konuşmacının diğer konuşmacıya söz hakkı verme tekniğini içermiyorsa, konuşmacılar sonraki konuşma sırasını, kendi seçimleriyle alma tekniğini kullanılabilir ama zorunlu değildir. Konuşmaya ilk başlayan kişi, konuşma hakkını elde eder ve geçiş bu noktada olur.
c) Eğer sıra düzeni, konuşmacının diğer konuşmacıya söz hakkı verme tekniğini kullanmasını içermiyorsa, konuşmakta olan konuşmacı, söz hakkını almak isteyen başka bir konuşmacı olmadıkça (kendisi seçmedikçe) devam edebilir fakat etmek zorunda da değildir.14
 2- Konuşma esnasında sıra alışın geçiş alanında ne 1a ne de 1b uygulanmazsa ve 1c takip edilerek konuşmacı devam ettiyse, bir sonraki sıranın geçiş alanında, a-c kural seti tekrar geçerli hale gelir ve geçiş gerçekleşene kadar bu durum her sıranın geçiş alanı ortaya çıktığında etkin hale gelir. 

3.4. KURALLARIN DÜZENLENMESİ 
Sunulan seçenekleri sınırlamayı sağlar. 1a’nın ilk kural olması, uygulanmaması durumunda geçerli olacak kuralların belirleyici gücünden bağımsız değildir. Yani 1a kuralı uygulanmazsa, 1b kuralı uygulanır. Yani 1a seçeneğinin kullanımının sağlanması için geçiş gerçekleşmeden önceki ilk sıra alışın geçiş alanında uygulanmalıdır. Kural 1a seçeneğinin uygulanması, 1b kuralıyla, bu kuralın uygulanıp uygulanmamasından bağımsız olarak sınırlandırılmıştır.  Benzer şekilde, 1b kuralının uygulanabilme olasılığı, 1c kuralıyla desteklenmiştir; o anki konuşmacının konuşmaya devam etmesi gerçekleşmeden (1c kuralı), 1b kuralının ilk sıra geçiş alanında uygulanması gerekir. 1c kuralı uygulanırsa, kural 2 geçerli olacaktır; a-c kural seti tekrar geçerli hale gelecektir. 1a kuralı tekrar 1b kuralından daha öncelikli bir konuma gelecektir. Dolayısıyla, 1b kuralının uygulanması, kural setinde 1c kuralının olmasıyla, uygulanmasa dahi sınırlandırılmıştır. Düşük öncelikle kuralların, yüksek öncelikli kurallar tarafından kısıtlandığını ortaya koyduktan sonra, yüksek öncelikli kuralların da düşük öncelikle kuralları kısıtladığını hatırlamalıyız.
Bu kurallar, setindeki iki tür kuralın dahil edilmesi, “ tek seferde tek konuşmacı” ile uyumludur ve farklı tekniklerin kullanılmasının düzenini sağlar böylece düzenli olmama durumunda ortaya çıkabilecek olan her iki tekniğin de kullanılabilmesi durumunu ortadan kaldırır.  Farklı teknik gruplarının uygulanması düzenli olmasaydı, yani her iki teknik de kullanılabilseydi, tek bir konuşmacının sonraki sıra için seçilmesini sağlamak üzere kullanılan bu teknikler, tek bir taraftan fazlasının seçilebilmesini sağlayacaktır. Bu olasılık ortaya çıkabilir çünkü her bir kural farklı taraflarca kullanılmayı içerir ve kendi sıra alma seçimini yapan kişi, o anki konuşmacı tarafından seçilen kişiyle aynı olmadığı sürece birden fazla konuşmacı seçilmiş olacaktır. Kural setinin, tekniklerin uygulanmasının sırasını belirleyerek bu olasılığı ortadan kaldırmıştır. Dahası 1b kuralının “ilk başlayan konuşma hakkını elde eder” öngörüsü, teknik grubu içinde bir düzenlilik sağlar ve bu tekniğin olası kıldığı birden fazla tarafın sıra almayı seçmesi ihtimalini de engellemiş olur.
Boşluk ve çakışmayı en aza indirmenin 2 yolu vardır: birincisi problemin yerini belirlemek ve ikincisi problemin ifade ediliş biçimini ele almak. Seçeneklerle sınırlanan kural seti, birçok tek sıra alıştaki boşluk ve çakışmayı ortadan kaldırarak, konuşmadaki boşluk ve çakışmaları ortadan kaldırır. Kurallar, sıra dağıtım tekniğinin kullanılması durumunda, sıra alış geçiş alanlarında gerçekleşen sıra geçişlerini sağlar.  Böylece “mevcut konuşmacı diğerini seçer” teknikleri, sıra içindeki birim türünün çok başındayken tamamlanmış olabilir (belirli birim türleri için yöneltme süresinin kullanımıyla) ancak sıra geçişleri, ilk olası sıra geçiş alanına kadar gerçekleşmez. Kendini seçme tekniğinin kullanımı, mevcut konuşmacının diğerini seçme tekniğinin kullanılmamasına bağlıdır ve bunlar ilk geçiş alanına kadar herhangi bir noktada uygulanabilir böylece sıra almada kendini seçme, bu ilk sıra geçiş alanına kadar icra edilemez (seçilen teknik veya transfer teşebbüsü).   
Kendini seçim yapılmazsa, mevcut konuşmacı devam edebilir (kural 1c), böylece kurallar tekrar devreye girer; dolayısıyla kendini seçim, sıranın geçiş alanında yapılmalıdır.15 Sıra alış kural seti, böylece geçişle ilişkili alanlardaki ve yakınındaki ortamlarda, boşluk ve çakışma olasılıklarının lokalizasyonunu sağlar. Böylece sıranın geri kalan “boşluk” alanı, boşluk ve çakışma sistematik olasılıklarından temizlenir.

4. SİSTEM OLGULARI NASIL AÇIKLAMAKTADIR. 
Bu bölümde anlatılan sistemi bilinen gerçeklere taşıyarak,  modelin bu gerçeklere uyumlu olup olmadığını göreceğiz. Bununla beraber bu modele eşlik eden, nispeten daha az belirgin olan birçok bulgu da incelenecektir.
Buradaki bölümler, yukarıda sunulmuş olan ve 1.bölümde numaralandırılmış olan gözlemlere tekabül etmektedir.

4.1 
Konuşmacı değişimi tekrarlanır ya da en azından gerçekleşir. Bu sıra alış düzeni, konuşmacı değişimi ve değişimin yinelenmesi için sistematik bir temel sağlarken bu düzeni otomatikleştirmemektedir. Konuşmacı değişimi, tek tek söz hakkı alındığı esnada ya da konuşmacılara yeni söz hakkı verildiğinde yapılır. Çünkü sıra alışın inşa edilmesinde kullanılabilecek birimin türünün kullanılması bir geçiş alanını ortaya çıkaracaktır ve bu noktada daha öncelikli olan iki seçenek, sıranın bir sonraki konuşmacıya geçişini kapsar. Konuşmacı değişimi ve yinelenmesi otomatik değildir çünkü her geçiş esnasında 1a ve 1b kurallarındaki seçenekler uygulanmayabilir ama 1c seçenekleri uygulanmaktadır. Bu kombinasyonun her sıra geçiş alanında uygulandığı sürece, konuşmacı değişiminin olmadığı bir ardışıklık düzeni olacaktır. Konuşmacı değişiminin ortaya çıkması, konuşmacı değişiminin tekrar ortaya çıkmasının, burada ele almak için fazla karmaşık olan bir kısıtlama tarafından belirlenen özel bir örneğidir.16
4.2 
Çoğunlukla tek seferde tek taraf konuşur. Bu gerçek, sistemin 2 önemli özelliğinden kaynaklanır. Birincisi, sistem tek sırayı tek konuşmacıya ayırır. Her konuşmacı, sırayı almasıyla birlikte belli bir sıra inşası biriminin ilk tamamlanma durumuna kadar konuşma hakkını elde eder- bu haklar, 1c kuralının işletilmesiyle bir birim türünün sonraki örneklerinde yenilenmiş olur. İkincisi, bütün sıra geçişleri,  inşa birimi türlerinin olası tamamlanmasıyla belirlenen, geçiş yerleri çevresinde koordine edilmektedir. 
4.3 
Aynı anda birden fazla konuşmacının görülmesi yaygındır fakat kısa sürelidir. Çakışmayı sınırlamak için gerekli kurallardan daha önce bahsetmiştik. Burada çakışmanın oluşumundaki sistematik esaslara ve kısa sürmeleri olgusuna değineceğiz. Çakışmaya sebep olan, birçok sistematik esaslar vardır. Bunların ancak bazılarından bahsedebiliriz:
a)Kural 1b, konuşmaya ilk başlayarak kendi isteğiyle söz hakkı alan konuşmacılara sıra vererek, her kendisi için sıra alan konuşmacıyı konuşmaya başlamaya cesaretlendirir. Böylece, konuşmacılar sırayı kendileri alabilmek için bir yarışa girer ve her biri, olası bir geçiş alanında, konuşmaya ilk başlayan olma tahmininde bulunur ve sonucunda da eş zamanlı konuşmaya başlama meydana gelir. Örnekler:

(1) Parky: Oo ne yani onlara kızak çeken köpekler mi diyorlar.
                             (0.5)
      Parky: K- kızak köpekleri.
                           (0.7)
    Yaşlı Adam: Oh uh[:: uh
Turist:                   [Uh- Huskiler.=

Yaşlı Adam:     [Huskiler. Mm,
                              =
Parky:                [Huskiler, Eet, Huskiler.

[Labovs: Battersea:A:7]

(2) Lil: Bizim ölçülerimize göre Bertha 14 pound vermiş
     Damora: Oh [::hayır:: .
Jean:       [Sanırım on iki pounddu değil mi.=

Turist: [İnanabiliyor musun?
        =
Turist: [Weight watchers ölçütüne göre on iki pound. 

[Labov v.d.: Travel Agency:2]


(3)
Mike: O adamın kim olduğunu biliyo’m.=

Vic: [O kötü::.
        =
Turist: [O adamı tanıyor musun?

[Frankel:67]

Bu şekildeki eş zamanlı başlangıçlar, konuşmanın o anki sırasını işgal eden muhtemel tamamlanma noktalarının her-taraf-açısından bağımsız biçimde öngörülebileceğini kanıtlamaktadır. 
(b) Bir diğer çakışma zemini, muhtemel tamamlama veya geçişe alanlarının öngörülebilmesinden kaynaklanır. Bir sıra alış içinde olası son birimin son kısmının telaffuzundaki değişikliklerin,  belli bir sıra ile sonraki arasında bir çakışma yaratması beklenir:

(4) A: Peki, argümanımı biliyorduysan neden
          sor:[dun.
     B:       [Çünkü kendi argümanımı savunmak istiyorum.                         [ Crandall:2-15-68:93]

(5) B: Pekala, ben yapmadım [::
     A:                                      [Hayır, ama kimin yaptığını biliyorsun.         [Civil Defense HQ:2:88]

(6) A: Altmış iki fit iyi bir e:[bat
      B:                                    [üff:: be.                                                                 [NB:I:6:7]

 (7) A: Mü::th:[iş
       B:             [Bence :: siyah beyaz rahibenin aşağıya inmesinden iyidi            [GTS:1:2:24]

(8) A: Öyle ha, Pontiaclı değiller ar[tık.
      B:                                               [seni vuracaklar bir fatura:::yla,                   [GTS:1:2:28]

Spesifik olarak ilk olası tamamlamadan sonra gelebilen opsiyonel unsurların, devam etmeyi amaçlamaksızın (yani, hitap ve etiket terimlerinin) eklenmesi, benzer bir biçimde yapılandırılmış çakışmalar için üretken bir zemin sağlayacaktır (ve onların yokluğu da bu açıdan bakıldığında, benzer bir biçimde yapılandırılmış boşluklar için üretken olacaktır).17 Örnekler:

(9) A: Uh sen buraya daha önceden gelmiştin [değil mi.
      B:                                                                 [Eet.                           [NB:III:3:5]

(10) P: Eet, olur [canım
        J:                [tamam                          [Trio:II:12]

(11) A: Adınız neydi [beyefendi,                    [F.T. Galloway. [FD:IV:35]

Birden fazla konuşmacının olduğu durumlarda konuşmanın kısa sürmesi meselesine gelirsek, kısa sürmenin bir aşikar sebebi, sıra geçiş alanında görülmeleridir. Bu yerler o anki konuşmacıların konuşmadan çıkabileceği ve çıkması gereken yerlerdir ve çıkmaları suretiyle de çakışma unsurunu ve dolayısıyla çakışma durumunu ortadan kaldırmış olurlar.

4.4 
Aralarında boşluk ve çakışma olmadan yapılan geçişler (bir sıradan bir sonrakine) yaygındır. Kısa süreli boşluk veya çakışma ile seyreden geçişler ile birlikte bu geçişler, geçişlerin büyük çoğunluğunu oluşturur. Geçişlerdeki bileşenler ve kurallar, geçişlerin aralıksız (boşluksuz) ve çakışma olmaksızın düzenlenmesini sağlar. Şimdiye kadar boşluk ve çakışmaların, ortaya çıkmasının yapısal temellerini betimledik. Bu temeller, aynı zamanda boşluk ve çakışmaların kısa sürmesini de sağlar ve boşluk ve çakışma olmaksızın geçişleri bizzat sağlayan kural setinin ürettiği sonuçlardır.18

4.5 
Sıra düzeni sabit değildir, değişir. Bu olgu sistemdeki iki özelliğin kombinasyonuyla ortaya çıkar: (a) tek bir anda, tek bir sıra dağıtılır; ve (b) bu şekilde yapılan her dağıtım ile farklı konuşmacıların kullanabileceği bir dizi seçenek sağlanmış olur. Böylece, yerel olarak denetlenen (yani, peşi sıra) konuşmacıların düzenlenişi değişebilir.
Sıra düzeni değişirken, sıra düzenlerinin gelişigüzel bir biçimde değişmediğine de dikkat çekmek isteriz. Önemli beklentilerden biri, o an konuşan kişiden önceki konuşmacının, bir sonraki sırada konuşmacı olarak seçileceğini bilmesidir:

(12) Mike: ((Jim’e hitaben)) Sadece istediğinden dolayı mı bunu onaylıyorsun?
Jim: Hm?
Roger: Onaylıyorsun?
     Jim:  Bu da ne.
      Al: Bu onayla[maktır
Roger:              [Onaylamak.
Mike: Onaylama::k.
Mike: Eet.
Al: Bizi. Bizimle sadece aynı şeyleri düşünmek.
Jim: Hayır.
Roger: ‘Evet, evet’ demek [hehheh hh hehhh hh hehheh hh
Jim:                                     [Vallahi, b-b-bu doğru. Dedii[h]i her şey o kadar doğru ki, eee                                                                                                       [GTS:2:2:70]

‘Son konuşmacı olarak, Roger ve sonraki olan Jim’ ve ‘son olarak Jim ve sonra Roger’ örüntüsü tüm bu ardışık olay dizisi boyunca işliyor; Al’in ilk girişi etkili olan bir sıra olarak ortaya çıkmıyor ve ikinci sıra alışı, başta başkalarının sırasına bir ilave olarak şekilleniyor. Ayırca yukarıda bkz. Dipnot 13’teki örnek (b) ve aşağıdaki örnek 14.
Bu beklentinin kaynakları, sıra alma sisteminin temel organizasyonunun dışında kalır ve burada ayrıntılı olarak ele alınması mümkün olmayacaktır (bkz. aşağıda §4.12’nin b bendi). Kural setini oluşturan seçeneklerin, kural setinin organizasyonu sayesinde böylesine bir beklentinin devreye girmesine olanak sağladığına dikkat çekmek isteriz. ‘Mevcut konuşmacı sonrakini seçer’ seçeneğinin öncelikli olması, beklentinin gerçekleşmesine olanak tanır.
Beklentinin önemli bir yanı da şudur. Bu beklentiden dolayı, ‘karşılıklı konuşma’ olasılığı sistematik bir biçimde sağlanır; bu, ilk etapta, duymak, anlamak ve onaylamak vs. için yerel gözetim olanağını sağlar. Gerçekten de, bir sırayı duymaya, anlamaya ve onaylamaya dair sorunlara, doğrudan o sıranın ardından işaret edilir; bunlara işaret etmek, bu sırayı üreten konuşmacının, sorunlar ifade edildikten sonraki sıra için, bu sorunları tekrar ederek ya da açıklığa kavuşturmaya çalışarak vb. çözmesi için tekrar seçilir.19

4.6 
Konuşma sırasının uzunluğu sabit değildir, çeşitlilik gösterebilir. Bu çeşitlilik 2 önemli özellikle açıklanabilir:
a) Sıra alışın inşa edilmesinde kullanılabilecek birim türlerinin çeşitliliği ve konuşmacının bu çeşitler arasından seçme özgürlüğüne sahip olması, her biri tek bir öğe içeren bir dizi konuşma sırası sağlamaktadır. Bu durumda birim türlerinin en ilginç olanı cümle yapılarıdır. Cümle yapıları, konuşma sırası uzunluğunun genişletilebilmesine olanak tanır.20 Bu bağlamda cümle yapıları, ilk olası tamamlanan sıra geçiş yerlerinden ÖNCE, sıra alışın genişletilebilmesi fırsatını sunar.21

(13) Ken: Yine de söylüyorum- alırsan uh büyük ve cafcaflı bir araba alıp yola çıkarsan 
                ve orada burada yarışırsan, sen- sen illa- sen illa yakalanırsın, ve illa 
                enselenirsin.                                                         [GTS:2]

Bu sayede cümle inşaları, kendi başlarına sıra uzunluğunun değişkenliğini sağlar. Sıra alış sistemindeki 1. bileşen, cümle yapılarının ilk olası tamamlanma noktasından önce genişletilebilmesi ve   ‘sıranın tamamlanmasının tahmin edilebilir olma” özelliği bağlamında anlaşılmalıdır. Cümle inşaları,  dinleyici/tarafın, oluşumları sırasında sıranın yönelimini ve tamamlanma yerini bu özellikleri kullanarak analiz edilebilme olanağını sunar. Cümle birimi, inşası esnasında (konuşma içinde) öngörülebilir olası yönelimler ve sonuçları yansıtır ve bu öngürülerin doğruluğu, inşa süreci içinde ortaya çıkar.(cf. Schegloff, MS)
b) Konuşma sırası uzunluğunun diğer çeşidi ise şöyledir: Kural 1c, mevcut konuşmacıya birden fazla birim türü kullanma şansı sağlar. Kural 1cnin devreye girme olasılığı, sistemin maksimum konuşma sırası uzunluğunu belirlemediği ancak sıra inşasının yapısal bileşeninin, minimum konuşma sırası uzunluğunu belirlediği anlamına gelir. 

4.7 
Konuşma süresi önceden belirlenmez. Sıra alış sistemi, konuşmanın bitirilişi yada uzunluğu hakkında doğrudan sınırlama getirmemektedir. Ama konuşmanın bitirilmesinde kullanılan kuralların işleyiş şekline sınırlama getirmektedir. Örneğin 1a kuralı sebebiyle konuşmanın bitirilişi gerçekleşemez ve ancak “mevcut konuşmacı sonrakini seçer” tekniğinin kullanıldığı bir sıra sonrasında nadiren gerçekleşir.
Konuşma süresi ya da bitirilişi, sıra alış sisteminden ziyade başka türlü organizasyonlar (sistemler) tarafından yönetilmektedir. Böyle bir organizasyon Schegloff & Sacks 1973 tarafından açıklanmıştır. Konuşmanın bitirilmesi ve süresi kendi içerisindeki gelişim sürecine bağlıdır. Sıra alış sistemi ilk etapta ardışık olaylar dizisi için bir sistemdir. Ardışık olayların türleri için geçerli olan bir düzen vardır ve bu düzen bu olaylara uygun birimlerin kullanılışı temelinde konuşmanın da uzunluğunu belirler. Sıra alış sistemi, konuşma süresinin değişkenliğine olanak tanır ve hiçbir konuşmanın uzunluğunu önceden belirlemez.

4.8 
Tarafların ne söyleyeceği önceden belirtilmez. Törenlerle kıyasladığımızda, törenlerde tarafların ne söyleyecekleri belli bir ölçüde önceden belirlenebilir. Tartışmalarda, katılımcıların konuşma düzeni, tarafların söylediklerine bağlıdır. Taraflar “lehine” ve “aleyhine” olanlar biçiminde konumlandırılır ve konuşma sıraları ise “çürütme” ve “karşı çürütme” olarak adlandırılır. Mülakat sistemiyle organize edilen sıra alışlarda ise soru ve cevaplar mevcuttur. Bu ve diğer sözel paylaşım sistemlerindeki sıra alış sistemi, elindeki araçların bir parçası olarak her bir sırada ne yapılacağını düzenler. 
Diğer sözel paylaşım sistemlerine kıyasla, konuşmanın sıra alış organizasyonu, hiçbir sıranın içeriği hakkında öngörüde bulunmaz ve sıra alışlarda ne yapılacağına sınırlama getirmez. Ne bileşenler ne de kural dizisi bu konuyu ilişkin özellikler taşımaz. Fakat bu herhangi bir sırada ne yapılabileceğine hiçbir kısıtlama getirilmediği anlamına gelmez. Örneğin yapısal olarak sınıflandırılabilen durumlarda, “ilk sıra”da selamlaşmanın gerçekleşmesi gerekir ve diğer sıralar da benzer şekilde önceki konuşmacının söyledikleriyle sınırlandırılabilir. Konuşmada bu gibi sınırlamalar, sıra alış sistemi dışında düzenlenir.
       “Mevcut konuşmacı diğerini seçer”  adı verilen sıra dağıtım teknikleri, herhangi bir sözce türü yada sözce türünde kullanılamaz. Aksine konuşmada belli eylem seçimleri için kullanılan, bitişiklik çiftlerinin ilk parçaları gibi belli sözce-türleri vardır ve bu sözce türlerinin kullanılması, beraberinde tarafların da söyleyebileceklerine ilişkin sınırlamalar getirir.22 Fakat
Taraflardan hiç biri, “mevcut konuşmacı diğerini seçer” tekniğini kullanmak zorunda değildir.
Bu tekniği kullanmak isteyen tarafın seçebileceği bir dizi sözce türü mevcuttur. Böyle bir
tekniğin kullanımı ile seçilen taraf, kendisine tahsis edilen sıra içinde kısıtlanmış olacaktır (örneğin ona sıranın verilmesi bir soru ile yapıldıysa, sırayı bir cevap vererek kullanma baskısı altındadır). Bu kısıtlamalar, “ardışıklık türleri” organizasyonu tarafından yapılır ve ilk konuşmacının kullandıkları ilk eylem parçası, “mevcut konuşmacı sonraki konuşmacıyı seçer” tekniğini23 kullanır, sıra alış sistemini değil. Konuşmadaki sıra alış sistemi, içinde yer alan sıraları sınırlamadığı için, diğer sistemlerin bu sıraları kullanabilmesi açısından onları serbest bırakır ve bu sistemlerin bileşenleri de, sıra alışların organizasyonel ihtimallerine tabi olur.

4.9 
Sıra alışların taraflar arasında göreceli (nispi) dağılımı önceden belirlenmez. Kural seti, “sonraki potansiyel konuşmacılar” grubunu maksimum sayıda tutar. Yani kural 1a, mevcut konuşmacının herhangi bir konuşmacıyı (tarafı) sonraki konuşmacı olarak seçmesini sağlar. Kural 1b ise herhangi bir tarafın kendisini sonraki konuşmacı olarak seçerek sonraki sırayı alabilmesini sağlar. Bu kombinasyon, mevcut konuşmacı olmayan herhangi bir tarafın, potansiyel bir sonraki konuşmacı olabileceği olasılığını gösterir. Ayrıca kural 1c, mevcut konuşmacının dahi sonraki konuşmacı olabilmesi olasılığını temin eder. Ancak bu kuralın mevcut konuşmacı tarafından kullanılması durumunda, sistem, bu girişimin aynı sıra alış içinde gerçekleşen, sıra alış uzunluğu ile ilgili olan bir ekleme (increment) olgusu olarak değerlendirilmesine izin verir. Bu kural dizisi, her geçiş alanlarında işlerlik kazanır ve böylece bu kural dizisi, tüm sıra dağılımını ve bu sıra dağılımının işleyişini sağlar.24

4.10 
 Konuşmadaki katılımcı sayısı değişebilir. Sıra alış sistemi, konuşmanın farklı uzunluklarda gerçekleşmesine olanak tanıdığı gibi bu değişikliklere de olanak tanır. Belli bir anda, iki sıra alış organizasyonu inşa edilir, mevcut ve sonraki, birinden diğerine geçiş kısıtlama olmaksızın mevcut ve sonrakilerinin sayısına bağlı olarak düzenlenebilir. Böylece tek seferde, iki konuşmacı düzenlenir ve bu seçim, seçilebilecek tarafların bulunduğu havuzun boyutuna yönelik değildir. Mevcut ve sonrakinin ötesinde konuşmacıların sayısını belirlemeyen sistem, konuşmadan konuşmaya katılımcıların sayısının değişmesi ile uyumludur, ayrıca bu uyumluluk özelliği, sistemi herhangi bir tek konuşma içinde değişen katılımcı sayısı ile de uyumlu kılar ki bu mevcut katılımcıların çıkışı ve yeni katılımcıların girişi için mekanizmaların bulunduğu anlamına gelir (bunlar burada açıklanmayacak olsa da).
Her ne kadar sıra alış sistemi, düzenlenen konuşmada tarafların sayısını sınırlamasa da sistemin kendi tasarımı sayesinde daha az katılımcı sayısı lehine işler. Bu tarz eğilimler, sıra düzeni mekanizmasının merkezindeki ve yukarıda 4.5’te tartışılan beklentiyle ilişkilidir. Basitçe ifade etmek gerekirse, kural seti, sadece iki konuşmacıya ilişkindir, mevcut ve sonrakine. Sıra düzeni eğilimi işletildiğinde, son konuşan taraf, bir öncekini tarafı sonraki olmak üzere seçer. İki kişi arasındaki konuşmada, sıra düzenindeki taraflı eğilimden bahsetmek anlamlı değildir. Ancak “son konuşan, sonraki konuşmacı olur” eğilim, tarafların sayısının artması durumunda da değişmez ve taraflarını sayısının artması durumunda, sıra alışların potansiyel konuşmacıların alt kümesi içinde dağıtımına yoğunlaşır. Üç konuşmacı olduğunda,  eğilim daha sıkı işler ve biri “dışarıda bırakılır”, dört kişi olduğunda iki kişi “dışarıda bırakılan” olabilir.
Bizim tartıştığımız bazı değişkenler (katılımcı sayısı ve sıra uzunluğu), birbiriyle bağlantılıdır. Bu bağlantı, “katılımcı sayısı” parametresi temelinde gösterilebilir.  Bu sebeple, konuşmadaki iki kişi için, söz konusu değişkenlik sıra alışların farklı dağıtımı değildir; sıra alışların uzunluğunun farklılaşmasıdır. 3 konuşmacının olduğu durumlarda, sıraların farklı dağıtımı anlamlı hale gelir. Sıra uzunluğu söz konusu olduğu zaman, daha kısa sıra boyutu lehine bir eğilim ortaya çıkar. Üçüncü partinin girişi ile “sonraki sıra”yı kimin alacağı belirsiz hale gelir. İki taraflı konuşmada, o an konuşmayan herhangi bir konuşmacı, bir sonraki sırayı alabileceği güvencesiyle sırasını herhangi bir sıra geçiş alanında diğer katılımcıya verebilir ancak üç ya da daha fazla kişinin olduğu konuşmalarda bu durum geçerli değildir.  Eğer mevcut olmayan konuşmacı, sonraki sırayı almak isterse, sonraki geçiş alanında sıra almak için kendi kendini seçmezse, o an konuşmayan başka bir konuşmacı da sırayı kendisi alma girişiminde bulunabilir. Bu nedenle, konuşmacının sonraki sırayı alması için ilk olası geçiş alanında ve diğer geçiş alanlarında sırayı alma girişimini kendisi yapmak yönünde bir zorunluluğu olacaktır. Ayrıca mevcut konuşmacı, sonraki konuşmacıyı seçecekse,  bunu ilk olası geçiş alanında yapmak durumunda olacaktır (geçişle ilişkili yer transferi 1a kuralı yoluyla ulaşır) ki başka bir katılımcı sıra almak üzere girişimde bulunamasın. Her iki durumda da, üç veya daha fazla konuşmacının olduğu durumlarda, sıraların büyüklüğünü minimize etmek yönünde bir baskı oluşacaktır. 
Dört katılımcının olduğu durumlarda, henüz bahsetmediğimiz bir durum ortaya çıkar; işlerlik kazanan sıra-alış sisteminin sayısında değişikliklerin ortaya çıkması meselesi. Böyle bir durumda, bir konuşmanın içindeki bölünmelerle birden  fazla konuşma haline gelmesine sebep olan mekanizmalar işlemektedir. Bu mekanizma en az dört katılımcı mevcut olduğunda faaliyet gösterir çünkü iki konuşmanın gerçekleşmesi için yeterli sayıda konuşmacı vardır. Dört katılımcının olduğu durumlarda konuşmanın bölünmesi, sistematik bir olasılıktır. Biz öncesinde fark ettik ki, “gelecek konuşmacı olarak (olan) son konuşmacı” nın seçilmesi yönündeki sıra düzeni eğilimi, üç ve daha fazla katılımcı ile ilişkili sıra dağıtım eğilimini oluşturur. Dört veya daha fazla katılımcı ile dağıtımın belirlenmesi, bölünme ihtimali tarafından ortaya çıkarılır. Tek bir konuşma yürütmek gibi bir yönelim varsa (dört kişi olduğunda), sıra alış sistemi bunu “sıraları gruba dağıtarak” gerçekleştirir çünkü nasılsa sıra alamayan taraflar, ikinci bir konuşmaya girebilme hakkını saklı tutmaktadır. 

(14)  Ethel, Ben ve Max; Bill ve Lori’yi ziyaret eder. Bir sürü yiyecek getirmişlerdir ve buna Max’ın kendi buzdolabından çıkardığı bir salam da dahildir. Ben, yeni gözlükleri ve işitme cihazından oluşan cihazını takmıştır. Bu noktada Lori, bir şeyler içmelerini teklif eder. [Schenkein:II:13-oldukça basitleştirilmiş haliyle]

     Ethel: Varsa bir viski alırım,
Ben: Bağırmayı bırakmalısın, anlıyor musun,
     Ethel: [Oh kula::na bi’ bakın!
Lori: [Ah, doğru. Almışsın – Biliyorum içeri girdiğinde farketmiştim.
Jim: Farkettin mi?
Lori: Eet, beğendin mi.
Ben: Muhteşem.
    Ethel: Tabi, o şey kafasını zorlamıyorsa.
Ben: Çok acıtıyor, aşağıya inip ayarlatmalıyım.
Lori: Eet.
Ben: Beni şuracıkta öldürecek.
Jim: Öyle,
Ben: Gözlük dar geliyor, hissediyorum.
    Max: Salam kuru mu?
   Lori: Bunları başka birisi takarsa ne olur,
   Max: Bill,
   Ben: Hiç birşey,
   Lori: Duyar mıyım?
   Max: Kurudu mu?
   Lori: Duyar mıyım?
   Bill: Biraz,
   Ben: Bunu kulağa takmalısın.
   Bill: Ama böyle iyi.
   Lori: O zaman çok gürültü gelir mi?
   Bill: (Çünkü) tüm yağ buharlaşıyor.
   Ben: Vallahi, eet. Muhtemel öyle olur
             Sen_
     Ethel: Biliyor musun, biz asan
    Ben: Vallahi, sesi ayarlayabilirim,
              Ayarladım-
    Ethel: Onu asan birini tanıyorduk
    Lori: Tamam Ethel: Böylece, kuruyordu
    Ben: Eet. Bak bu kulak kemmel duyuyor                                                                                            Ethel: Tüm yağ eriyordu.



Bu bağlamda, bütün tarafların katılımda bulunabilmesi yönündeki istek, tarafların (katılımcı) sıra düzeni eğiliminin dışında bir sıra dağıtımını gerçekleştirilmesini teşvik eder.  
Dördüncü bir taraf (katılımcı) tarafından gerçekleştirilen bölünme olasılığı, üçüncü bir katılımcı tarafından sunulan dağıtım girişimine bir onay verme şeklinde bir işlev taşıyabilir aynen ikili konuşma için geçerli olan sıra uzunluğu mekanizmasının, üçüncü bir katılımcının sıra dağıtımı girişimi ile kontrol edilebilmesi işlevini taşıması gibi. Ama bu bölünmenin iki anlama gelebileceğini de belirtmek gerekir çünkü sıra dağıtımı da başkalarının konuşmayı bölme girişiminde bulunabilmesini teşvik edecek bir araç olarak kullanılabilir.

4.11
Konuşma sürekli veya süreksiz olabilir. Konuşmacı geçişinin yapılabileceği alanlarda, geçiş 
çok az çakışma veya duraksamayla yapılıyorsa konuşma süreklidir. Süreksiz konuşmada ise bir geçiş alanında25,  mevcut konuşmacı sustuğunda bir başka kişi veya kendisi devam etmez ve konuşmanın olmadığı kısa boşluk(gap) , uzun bir sessizliğe (lapse) dönüşür.

(15)
         J: Oh, istersen ben sürebilirim.
         C: Yok, ben sürerim (fark etmez)
          J: hhh
              (1.0)
         J: Teklif ediim dedim.
➔              (16.0)
         J: Üstüne bir şeyler sürdüğün sürece o ayakkabılar güzel görünür.
         C: Eeet başka bi tane almam lazım ama ama tükenmiş. Yani nerdeyse 
             tükenm*iş=
         C: = eet onları temizler ve //ları temiz tutar.
         J: Peki, oldu=
         C: =ben de bir fırça alayım ve sen bir fırça almalısın // yürüyüş ayakkabılarınıtamir etmelisin
         J: Eet öö::le
         J: yürüyüş ayakkabılarım
        C: bunu da bu hafta sonu yapacaktın.
        J: Üfff, bu hafta sonu zama::nım mı vardı
        C: Aah, hadi=
        J: = alırsan (uh ta::m), bunları yapmaya koyulmadım –yani sen ceketini yaparken yani bugün                  oturup  biraz okuyacağım, (0.7)
        C: Eeet =
        J: = (tamam) (2.0) tüm hafta sonu boyunca hiçbir şey yapmadım.
        C: (tamam)
➔            (14.0)
         J: Bu hakkaten güzel bi’ kazak, (hh) bu sende gördüğüm en beğendiğim kazağın, sana uygun             görünen  tek kazak bu.
        C: mm huh.
         (90.0)                                                                                [C-J:2]

Bir konuşmanın sürekli olabilmesi için bir sonraki konuşmacının herhangi bir geçiş alanında konuşmaya dahil olabilmesini sağlayan bir prosedürün işletilmesi gerekir. Sıra alışın geçiş alanlarında,  düzenli bir şekilde varolan konuşma seçeneklerinin kullanılması, düzenli bir konuşmanın gerçekleşmesine olanak tanır. Ancak her kural bir seçenek sunduğu için (ve sunulan kuralların sonuncusu, bir başka konuşmacıya bir seçenek sunulmadığı için engel görevi görebilir) ve konuşmada süreksizliğin oluşması da ihtimal dahilindedir. Seçeneklerin hiçbirinin kullanılmadığı geçiş durumlarında, konuşmada sessizlik ve böylece süreksizlik ihtimali artar.
Uzun sessizlik (lapse) durumlarında çeşitli kısıtlamalar devreye girebilir. Bu kısıtlamalardan önemli bir tanesi, sıra alma sisteminin kendisinde de vardır. Eğer 1a kuralı bir sıra alışta uygulanırsa, bir sonraki konuşmacının konuşma sırası belli edilmiştir böylece sessizliğin ortaya çıkması engellenmiştir. Örneğin, sıralı bir konuşmanın ardından oluşan sessizlik aslında bir boşluk veya duraksama değildir, sadece bir sonraki konuşmacıyı bekleme anıdır. Bizim söylediğimiz şudur: Konuşma boşluklarını en aza indirmek için kullanılan araçlar aynı zamanda konuşmalardaki boşlukları (gap), duraksamaları (pause) veya uzun sessizlikleri (lapse) tasarlamak için de kullanılırlar.26
Eğer 1a kuralı konuşma içindeki bir sırada uygulanırsa, uzun sessizlik beklentisi neredeyse sıfırlanır. 1a kuralının uygulanmaması durumunda uzun sessizlik ortaya çıkar ve kural 1b ve 1c'nin uygulanması gerekir. 1a kuralı uygulanmadığında ise bir sonraki konuşmacı kuralı uygulayıp uygulamamaya kendi kendisine karar verecektir. Eğer uygulamamaya karar verirse konuşmada doğal olarak daha fazla boşluklar oluşacaktır. Mevcut ve sonraki konuşmacılar tarafında kendi kendine sıra almayı seçme girişimleri gerçekleştirilebilir ancak hiç bir konuşma seçeneği kullanılmaması, uzun sessizliklerinin gelişmesine sebep olacaktır.27

4.12.
Sıra-dağıtım teknikleri kullanılır.28 Konuşma içinde sonraki sırada konuşacak kişiyi seçme tekniklerine ilişkin ilk gözlem, bariz örnekler üzerinde yapılabilir; örneğin birisine hitaben bir soru sorulduğunda, o kişinin sonraki konuşmacı olarak kendiliğinden seçilmiş olması veya konuşmadaki taraflardan biri inisiyatif alıp konuşmayı başlattığında- sonraki konuşmacı olarak kendini seçtiğinde.29 Bu durumda iki sonuç ortaya çıkacaktır. 1) Bariz durumlar, seçme tekniklerinin kullanıldığı için, daha az bariz durumlarda kullanılan yeni tekniklerin tespit edilmesi anlamlı olacaktır. 2) Bariz durumlar, tekniklerin gruplanabileceğini ve bunun diğer tekniklerin aranmasının düzenlenmesini sağlayacak bir gruplama olduğu gözlenmektedir. 
Aslında başka sıra dağıtım teknikleri de mevcuttur; bunlar, “mevcut konuşmacı sonrakini seçer” veya “kendi kendine seçim” olarak gruplandırılmıştır. Burada yapabileceğimiz en iyi şey, kısaca birkaç tekniği tarif etmek ve bunların doğal olarak kendiliğinden zaten gruplar oluşturduğunu ortaya çıkarmak olacaktır. 
a) Birine yöneltilmiş bir sorunun olduğu “bariz” örnekler, sözce türlerinin ya da “ardışıklık türlerinin” özel bir grubuna girer ki bu da sonraki konuşmacıyı seçme işlevini taşır. Burada “soru”, “bitişiklik çiftleri” (adjacency pairs) olarak adlandırılan (Schegloff & Sacks) bir eylem çiftinin ilk parçası olmaktadır. Bu sınıftaki birimler ayrıca “selamlaşma-selamlaşma” veya “davet etme – kabul/red etme” gibi eylem dizilerini de içerir.  

(16) Şikayet/inkar
Ken: Bu arada, sandalyemi aldın ve bunun pek hoş olduğunu düşünmüyorum.
Al: Ben sandayeyi almadım, sandalye benim.                                        [GTS:1]

(17) İltifat/geri çevirme
A: Arkadaşım olduğun için mutluyum.
B: Başka arkadaşın olmadığından bunu söylüyorsun.                              [FN]

(18) Meydan okuma/geri çevirme
A: Henüz mola başlamadı.
B: Benim işim bitti, kapa çeneni.                                                            [SU:1]

(19) Talep/onaylama
‘7:19. Raymond sandalyesinde geriye yaslandı. Kahvaltısını erken bitirmişti. Biraz 
Şikayet  bir ses tonuyla “anne, bu diğer tost parçasını istemiyorum,” dedi. Annesi, 
gelişi güzel bir biçimde “İstemiyormusun? Peki, o zaman, yemek zorunda değilsin.” 
Kahvaltısını bitirdi.                                                     [Barker & Wright 1951:22]

Teklif/kabul ve teklif/red için bkz. dipnot 13’teki örnek (a); soru/cevap için bkz. aynı yerdeki örnek (b); teklif/red ve iki iltifat/kabuller için bkz. örnek 15; talimat/kabul için bkz. Goldberg, MS; başkaları için bkz. dipnot 23’te alıntılanan metinler.


Bu sınıftaki birimlerin bazı özellikleri başka yerlerde de anlatılmıştır ve diğerleri de ilerleyen raporlarda anlatılacaktır.  Bunların ilk bileşenleri “ilk çift parçaları” olarak adlandırılabilir ve bunlar bir sonraki sırada neler olacağıyla ilgili sınırlamalar getirirler (örneğin, “soru” sonraki sırada bir “cevap” gerektirir).  Ancak kendi kendilerine bir sonraki sırayı bir sonraki konuşmacıya aktarmazlar. Yine de bu yapılar, bir sonraki konuşmacıyı belirlemek için kullanılabilecek en temel bileşendir çünkü bunlar, bir sonraki konuşmacıyı seçmedeki en etkili araç olan ilk çift kısmına temelden bağlıdır.30 Böylece sonraki konuşmacının seçilmesinde kullanılan en genel teknik, bir bir eylem çiftinin ilk kısmını oluşturan bir hitap formunu kullanmaktır (ya da hitap etmeyi sağlayan, örneğin bakış gibi başka araçlar da kullanılabilir) .31 Ama bir konuşmacıya hitap etmek, onu sonraki konuşmacı olarak seçmek için yeterli olmaz. Dolayısıyla, B'ye soruyu yönelten A, onu bir sonraki konuşmacı olarak seçer ancak B konuşup yanıt verdiğinde (ikinci çift kısmı), bu A'nın bir sonraki konuşmacı seçildiği anlamına gelmez.

(20)
     Sharon: Karen ile konuşmaya gelmedin mi?
     Mark: Hayır, Karen- Karen’la kavga ettik, (0.4) (benimle) değil Keith’le çıkmaya başladıktan                         sonra.
Ruthie: hah hah hah hah
Karen: Vallahi Mark, bana hiç çıkma teklif etmedin.
                                                                                                                          [SN-4:3]
(21)
      S: Oscar, Zappa için çalışmadan önce başka biriyle çalıştın mı?
      O: Eeet. Epey. (3.0) Bir yıl Canned Heat’te.
      S: Sahiden?
      O: Bir yıl Poco’da.
➔  T: Ooo iyi miydiler?
      O: Bi’ y- birkaç yıl Bangor Flunt Madura’da
      T: Bangor Flunt Madura?
      O: Bangor Uçan Sirk.
➔   J: Oh: eet ben // Bangor Uçan Sirk’i hatırlıyorum.
                                                                                                             [Toni-6:372-380]

b) İlk çift kısmının bir sonraki konuşmacıyı seçmedeki bir değişkeni bir sonraki konuşmacıyı seçmedeki görevini yönlendirme veya başka herhangi bir teknik olmadan seçebilir, ama sadece belirli bir kişiyi seçebilir. Bu yöntem bir çeşit ilk çift kısmının bir parçacı olan “soru”nun bir değişkenidir. Tek kelimelik “kim” “ne” gibi sorular da bu değişkenlerdendir. 

Bkz. dipnot 31’de alıntılanan veriler. Örnek 21’de soru soran tarafın cevaptan hemen sonra konuştuğu sıralar olsa da her durumda bir cevaplardan sonra gelen konuşmacıların soru cevabın yöneltildiği ve soran taraf olmadığına dikkat ediniz. 


(c) İlk çiftin bir sonraki konuşmacıyı seçme tekniğinin kullanılmasının bir türü, hitap etmeden veya böylesine bir teknik olmadan sonraki-konuşmacının seçilmesini sağlayacaktır ancak belli bir ötekini sonraki konuşmacı olarak seçecektir. Bu araç ‘soru’ formunun bir türüdür, ilk çift parçasının bir türü –yani daha önceki bir sözcenin ‘soru’ tonlamasıyla tekrarlanmasıdır /bkz. Jefferson 1972); ne?, kim? vs. gibi tek-kelimelik soruların ve diğer ‘onarım tekniklerinin’ bir türüdür:

(22) Ben: Bir garaj satışı var.
     ➔ J: Nerede.
        Ben: Üçüncü Sokakta.
                                                             [Schenkein:II:28]

Bkz. dipnot 12’deki a-f örnekleri (‘Jim: Onayla::mak), ve 21 (‘T: Bangor Flunt Madura?)

Bu tip bir soru, bir sonraki konuşmacıyı seçmek için kullanılan bir teknikle ilişkili değildir ve bu sayede bir önceki konuşmacıyı, sonraki konuşmacı olarak otomatik olarak seçer. Bu tür onarım teknikleri, karşılıklı sıra kurallarını oluşturan ve daha önceden de belirtilen merkezi bir sıra düzeni eğilimini ortaya çıkarır: Bu, sıra alış yöntemlerinde bir sonraki konuşmacının seçilmesinde kullanılan tek sistematik mekanizmadır ve bu mekanizma formel olarak sonraki konuşmacının belirlenmesinde sadece sıra-alış sisteminin (ve dolayısıyla bağlamdan bağımsız olan)  kurallarının uygulanmasını tercih eder.

(d) Yukarıda a bölümünde anlatılan ilk çift kısmının kullanımıyla ilgili olan teknik, “mevcut konuşmacının bir sonrakini belirlemesi”ne dayanan tekniğin kullanıldığı sırayı, kısıtlıyor gibi görünebilir.  Bu şekilde, her bir sıranın, bir eylem çiftinin ilk kısmı olarak inşa edilmesi gerekir gibi görünmektedir ve “mevcut sonrakini seçer” tekniği de burada işlevselliğini yitirmektedir ama yine de bu teknik, ilk çift parçası olarak inşa edilmiş sözcelerle bağlantılandırılabilir. Dolayısıyla, dikkat edilmesi gereken, konuşmadaki bir sıranın başından itibaren bir eylem çiftinin ilk parçası olarak inşa edilmiş olsun ya da olmasın, bir “onaylatma sorusu” (tag question) kullanılarak “mevcut konuşmacı sonrakini seçer” tekniğinin kullanılmasını gerektirebilir, örneğin “değil mi?, “sence de öyle değil mi?” vb. gibi soru formlarıyla. 

Konuşma sırasında onaylatma sorusunun varlığı özel bir önem taşır çünkü konuşmacı için sıra alıştan “çıkma tekniği” biçiminde işlevi vardır. Şöyle ki, mevcut konuşmacı, bir sonraki konuşmacıyı seçmeden olası bir geçiş alanına kadar konuşma sırasını inşa ederse ve kendi kendine sıra alacak birisini de bulamazsa, kendisi devam etme seçeneğini kullanabilir ve onaylatma sorusu yöneltebilir. Böylece onaylatma sorusunu yönelttiği kişiyi, bir sonraki konuşmacı olarak atar, bundan sonra da “çıkış tekniği”ni kullanıp konuşmadan ayrılmış olur. Bu bağlamda onaylatıcı soru, “tekrar-tamamlayıcılar” sınıfının bir üyesi olmuş olur. Bu sınıftaki birimler, kural 1c uygulandığında yapılan konuşmaya önemli bir kaynak sağlar. Buna göre onaylatma sorusunun etkisi, bir sonraki belirgin konuşmacının başlangıcını kendi sıralarının tamamlanışına bağlayarak 1a kuralını devreye sokmasıdır.  Onaylatma sorusu yoluyla 1a kuralının kullanılmasının, başlangıçtan itibaren 1a kuralına göre inşa edilen sıradaki kullanımından farklı olduğunu da belirtmek gerekir. İlkinde 1a kuralı, sadece 1b uygulanmadığında uygulanır. Baştan itibaren 1a kuralına göre inşa edilen sıra alışlar, olası bir geçiş alanını da hedeflemiş olur. Onaylatma soruları ise (1-c-1a lar diyebiliriz) bir sıra geçiş alanının ortaya çıkmasından sonra üretilir. Dolayısıyla da kural setinin ikinci aşamadaki kombinasyonlarının uygulandığı durumlardır.  
“Mevcut konuşmacı bir sonrakini seçer” tekniklerinin listesi, sosyal kimliklerin devreye
girmesini sağlayan tekniklerin de dahil edilmesiyle epey uzatılabilir. Böylece bir çiftin yer aldığı bir konuşmada, herhangi birinin sinemaya gitme daveti, kendi eşini dışlayıp soruyu otomatik olarak diğer çiftin üyelerinden birine yönlendirdiği için sonraki konuşmacı bu kişi olacaktır. Bizim sistem açıklamamıza sosyal kimliklerin de dahil edilmesinin sorunu biraz karmaşıktır çünkü konuşma esnekliğinin en temel özelliklerinden biri, aynı katılımcıların farklı sosyal kimliklerinin aynı konuşma içinde etkili olabilmesine uyum gösterebilmesidir.  Katılımcıların sosyal kimliklerinin konuşma içinde nasıl anlamlı hale geldiği ve nasıl değiştirildiği ile ilgili bir analiz henüz yapılmamıştır, ancak bununla ilgili çalışmalar devam etmektedir. Şu gayet açıktır ki, bazı “mevcut sonrakini seçer” teknikleri bu tarz analizlerin ele alacağı konular arasındadır ama bunlar şimdilik ayrıntılı olarak ele alınmayacaktır.
(e) Kendi kendine seçmenin en temel tekniği “ilk olarak başlamaktır”. 1b kuralı, “ilk başlayan sırayı alır”, bunu belirgin bir biçimde içine alır. Bu formülasyon, birinin konuşmasının bitirmesinin ardından farklı tarafların konuşmaya başladığı ve bunların arasından “ilk başlayanın devam eder” gibi bir durum olarak ele alınmamalıdır. Daha ziyade, çok kısa bir soluklanmanın ardından genelde tek bir kişinin konuşmaya başladığı bir durumdur.  Yani karşılıklı konuşmada sözcelere arasındaki beklemeler çok kısadır, biri normal olarak hızlı bir giriş yapar, TEK bir başlayıcı “ilk başlayan devam eder” onayı nedeniyle “ilk başlayan” olarak kabul edilir ve çabucak başlamazsa önemsiz hale gelir, çünkü yerini başkasına kaptırır. Bu durumda, daha önceden bahsedilen kural 1b'deki baskı kuralını ve onun “ilk başlayan” onayının sıra uzunluğuna etkisini hatırlamamızda fayda var: “İlk başlayan” olma durumu, konuşmacıların ilk geçiş alanında olabildiğince erken, sırayı almak için kendini seçmesi yönünde motive eder. Ve mevcut konuşmacı da bundan yola çıkarak, bu baskının etkisi altında kendi sırasını bozulmadan tamamlayabilecek şekilde sırasını inşa eder. 
Kendi kendine sıra alanların üzerindeki,  “ilk başlayan devam eder” kuralı tarafından  üretilen erken başlama baskısı, konuşma sırasını oluşturan birim türlerinin bir özelliği tarafından sınırlandırılır. 3.1'de belirtildiği gibi bunlar, başlangıçlarından itibaren birim türleri, inşa özelliklerini, yönlerini ve tamamlanmaları için gerekenleri ilişkin bir öngörüyü de beraberlerinde getirirler.32 Konuşmaya en erken başlayarak sırayı almayı hedefleyen bir kişinin, sırasını başlatmada kullandığı birim türünün de bir sıra alış planlamasını yansıtan bir başlangıç içermesini sağlamak gibi bir sorunu vardır. Bu birimlerin kullanımı da daha önceden konuşmanın gidişatını belirleme gibi bir sorumluluğu beraberinde getirir ve bu da plansızlıkla birleşirse sorunlar ortaya çıkabilir. Mevcut sıranın inşası devam ederken, yönünü değiştirebilecek şekilde genişletilmesi gerekebilir. Bununla beraber, 4.3'te belirtildiği gibi önceki sıraya, telaffuzda yapılan uzatmalar ve ilk geçiş yerinden sonra yapılabilecek tamamlanma-sonrası bileşenler biçiminde eklemeler yapılabilmektedir.  Dolayısıyla bir sonraki sıranın başlangıcı, bir çok çakışmanın ortaya çıkma olasılığına tabidir ve bu birim türünün başlangıcındaki bir çakışma, sıranın planını ve inşasını bozabilir. Bu yüzden cümlenin başlangıcıyla başlama ihtiyacı, (cümlenin planlı bir birim olduğu bir yerde) sıranın başlatılmasına ilişkin zamanlamayı sınırlandırır. 
“Başlangıç ile başla” sınırlamasına ve onun sonuçlarına bağlı olarak, benzer bir
sınıf inşa formu da belirgin bir fayda sağlar. “Yani, ama, ve, böylece” gibi, ilişkiye işaret eden başlangıç ifadeleri (appositional beginnings), alışkın olmadığımız kadar yaygındır ve başlangıcın sınırlamalarını da yeterince karşılar. Ama bunlar, başlatılan bir cümlenin yapısal özelliklerine çok fazla değinmezler ve bunların, konuşmacının sırasına başlaması sonrasında planı olup olmamasına pek de ihtiyaçları yoktur. Bunun da ötesinde, çakışma durumunda ortaya çıkmaları, başlattıkları cümlenin yapısal özelliklerini ve analizini zarara uğratmaz. İlişkiye işaret eden başlangıç ifadeleri, dolayısıyla sıra alışa girme araçlarıdır ya da İLK-BAŞLANGIÇLARDIR (pre-starts), onaylatma sorularının konuşmadan çıkış öğeleri ya da SONRAKİ-TAMAMLAYICILAR olması gibi. İlişkiye işaret eden başlangıç ifadeleri ve onaylatma soruları, kullanımlarının dilbilimsel olarak anlamı açık olmasa da çok yoğun olarak kullanılırlar. 
(f) Kendi kendine konuşma sırasını seçmenin temel prensibi “ilk başlamak” olduğu için ve ilk başlayanların doğal olarak konuşmaya tek başlayan kişiler olmaları sebebiyle şu çok açık bir hale gelir: Kendi kendine seçme, birisinin kendi kendine başlaması ve konuşmayı başlatmasından itibaren gerçekleşir. Aynı anda başlamaya çalışan kendi kendine başlayıcıların yarattığı “aynı anda birden fazla” meselesi bir yana, bir kişinin bariz olarak sırayı başlatan kişi olduğu durumlarda da “aynı anda birden fazla” kişinin konuşması durumuyla karşılaşılabilir. O halde, “ikinci başlayanlar” (second starters) veya “akabinde başlayanlar” (subsequent starters) için var olan başka teknikler olmalıdır. 
İlk başlayanın devam etmesi kabulu, sözce türünden bağımsız işler. İkinci başlayan teknikleri ve bunların, birinci başlayanın yerine geçebilme olasılıkları, başladıkları ilk anda sözce türünü ortaya koymaları şartına bağlıdır. Burada ikinci başlayanın, birincinin yerini alması durumundaki detayları konuşmayacağız. Ama bununla birlikte,  daha önce tartıştığımız bir yerine geçme örneğini ele alabiliriz. Sıra düzeni eğilimi meselesinde bahsedildiği gibi, önceki konuşmacı zaman zaman sistematik şekilde bir sonraki konuşmacı olarak seçilebilir. Bu durumda kullanılan teknikler, önceki sözceyi anlamadaki problemleri çözmek veya olası bir bölünmeyi gerçekleştirmek için kullanılabilir. Bu noktada konuşmadaki anlama problemlerine çok daha önce işaret edilmesi gerektiğini belirtmemiz gerekir. Bir sırayı kendisi seçerek alan bir konuşmacı, sırasının başında, konuşmasında önceki sözcenin anlaşılmasıyla ilgili olduğunu ortaya koyabilir ve bu sayede sırayı alsa da yine sıra değişikliğine sebep olduğu için ikinci kez başlamış olacaktır:

(23) R: Hey::, o yer farklı görünüyor
        F: Eee::tt.
   ➔ K: Hepsini görmelisiniz [yeni şeylerimizi*
    ➔D:                                   [Öyle mi?*
         R: Ah eet.                                                                         [KC-4:2]

D’nin K’dan hemen sonra başlamasına dikkat edin ve K, D’nin sırasının (burada tümü) bir anlama problemine işaret ettiğini tam anlamıyla göstermeden geri çekilmiyor.


4.13
 Bir konuşma sırasının üretilmesinde, çeşitli sıra inşası birimleri kullanılabilir. Bizim burada anlattığımız sıra alış sistemi, karşılıklı konuşma için geçerlidir; örneğin etkileşim sırasında gerçekleşen konuşma için. Biz sıra alanının dağıtımının, konuşmanın sıra alışlar içinde inşa ediliş biçimleriyle organize edildiğini öne sürüyoruz. Bu organizasyon, sıradaki bir konuşmanın oluşumunda kilit bir özellik oluşturmaktadır; oluşum için hangi birimler gerekirse gereksin, bunları betimlemede hangi teorik dil kullanılırsa kullanılsın, birimlerin her biri tahmin edilebilir nitelikteki tamamlanma noktalarına sahiptir. Sıra alış sisteminin, sıraları şekillendirilen dil malzemelerini sorgulayan bir bileşeini olmasından ötürü, bu tür özellikleri olan birimlerin oluşturduğu bir sistemle de uyumlu çalışabilmektedir.  
Bölüm 3.1'de belirtilen, sıra alış sisteminin, sıra inşası bileşeni tartışmamızda, cümle, kelime tamlaması, cümlecik ve sözcük olmak üzere sıra inşası birimlerini belirlemiştik. Onaylama sorularıyla ve ilişkiye işaret eden ifadelerle ilgili tartışmamız- ve özellikle ilk olası geçiş alanının kullanılması durumunda ortaya çıkan bağlama başka bir yönden yapılan eklemelerdeki birimler ve birleştirilmiş cümle yapılarının kullanımı- sıra alış sistemi bağlamında dahil edilen bir söz dizimi (syntax) tartışmasının  sıra alış için ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Ampirik bulgular incelendiğinde, süregelen bir sırada bir sonraki konuşmacının nerede başlayacağını görmek istersek, sıranın geçişinin bir önceki sıra alış belli düzeyde inşa edildikten sonra gerçekleşebildiğini fark ederiz. Bu demektir ki, olası sıra geçiş alanları, sıranın akışı içinde sürekli ortaya çıkmaz (buna kurallar setindeki, kural 2'nin sonucudur) . Bir sonraki “sıraların başlatılmasının” NEREDE gerçekleştiğine bakarsak, önceki sıraların “olası tamamlanma noktalarında” gerçekleştiğini görürüz. Bu tamamlanma noktalarının da bahsettiğimiz “cümlelerin, kelime tamlamalarının, cümleciklerin ve bir kelimelik yapıların33 olası tamamlanma noktaları” olduğu görülür:

(24)          Penny: Ve aslında, ben – ben sadece bunun çok salakça olduğunu düşündüm
                             [Hiçbir şey söylemedim bile [eve geldiğimde
                 Janet:  [S-                                            [Eh-
                                        (0.3)
                 Janet: Valla Estelle demin aradı [Trio:II]

(25)         Turist: Park çok de::işti mi?
                Parky: Ah::: e:t,
                                  (1.0)
                Yaşlı Adam: Lunapark onu değiştirdi ve [çok fazla [değil mi.
                 Parky:                                                      [O-            [O onu-
                 Parky: Onu değiştirdi,                                                      
                                                                                                               [T. Labov: Battersea:B:1]

(26)          Ken: O:nları dün gece [okulda gördüm.
                 Jim:                              [arbade çıkarmışlardı.                      [GTS:5:9]

(27)          Louise: Çok komik onu [izlemek
                 Roger:                           [Ahhh Tanrım!                              [GTS:1:mcl:7]

(28)           A: Valla biz sadece tereddüt ettik
                  A: Demin Alexandra’dan geldik
                  A: Eve yeni geldik
                  A: ve [bu rüzgar o kadar kötüydü ki yine korktuk heh
                  B:      [Mm hm,
                  B: Hayır , [biz –
                  A:             [bir pansiyon gibi bir şeye gidelim mi diye düşündük.
                  B: Hayır, olduğunuz yerde kalacaksınız                                           [CDHQ:2:82]


24-27 arasında sonraki sıra başlangıçlarının ilk olası geçiş-yerlerinde ve olası sıra geçiş alanlarında gerçekleşmesine dikkat edin; 28’de A, B başlamadan önce birkaç sıra-inşasına ilişkin birimi bitiriyor,  A ilk-sözcük-biriminden sonra geri geliyor, ve B, ilk olası ilk-cümlelik-birimin tamamlanmasından sonra sıraya dahil oluyor. Ayrıca, bkz. örnek 33, aşağıda.


Konuşmanın empirik verileri, daha sonra bu çeşit bileşenlerin araştırılmasına ve sıra alış modelinde, sıra inşa edici birimler olarak ele alınmalarına sebep olmuştur. 
Açıkçası, “ses üretimine” (fonoloji; vurgulama, tonlama gibi) ilişkin bir kavrayış geliştirmek de sıra alış organizasyonlarında çok önemlidir . Örneğin “ne” kelimesinin tek kelimelik bir soru formu olmasıyla, bir cümlenin başındaki birim olması arasındaki ayrım, söz dizimsel değil, intonasyonel bir ayrımdır.  Her kelimenin tonlama yoluyla “bir kelimelik” birim türüne34 dönüştürülebileceği anlaşıldığında, birim türünü söz dizimsel açıdan açıklamanın kısmen yapılabildiğini kabul edebiliriz. 
Kural setinin kendisi de sadece dil malzemelerinin “öngörülen tamamlanmasını”  merkezi olarak değerlendirdiği için, konuşmanın en temel, en temel olmasa bile, dil kullanımının odağında olan bir olgu olması sebebiyle, dil yapısının diğer özelliklerinin de konuşmaya ve dolayısıyla sırra alışa göre tasarlanacağını çıkarsayabiliriz.  Ancak yine de söz dizimi ve sıra alış yapıları arasındaki ilişki aşağıdaki satırlarda yaptığımız gibi, ciddi bir araştırmayı haketmektedir. 
Daha önceden sıra alış sisteminin, ardışıklık sıraların için var olduğunu belirtmiştik. Bir sıra alış, ardışık bir dizi haline getirilme potansiyeli olan oluşumlarla birlikte “serilerin içindeki sıra” olarak düşünülür. Sıralar, serilerin içindeki organizasyonel özellikleri, gerçekleştikleri sırada yansıtırlar.  Normal olarak üç parçalı bir yapıya sahiptirler: sıranın önceki sırayla ilişkisi, sıranın neyle ilgili olduğu ve sonraki sıra ile ilişkisi. Bu parçalar normal olarak, bu sırayla ortaya çıkar bu rasyonel düzenlilik, bir sırayı her iki tarafındaki sıralara bağlar: 

(29) A: Öyleyse beni öpmek ayağını yerden keser [hunh
        B:                                                                     [Eet bunun nerede olduğunu hepimiz biliyoruz.
                       ((ara))
        A: [(      )
        B: [Yani bununla –bununla- uzun bir vuruş yaptığını kastediyorum.=
    ➔ K: = Eet, bu yüzden ayağını yerden keseceğini söylüyorum, hunh                               [TZ:21-23]


 Burada ‘eet’ son sıraya, biçimsel bir bağlanmadır; ‘hunh’ bir onaylatma sorusudur, bir sonraki sıraya dönüşü yansıtır.

(30)          D: Judi zeytin sever.
                  J: Bu kötü birşey değil.
             ➔ K: Hep zeytin yer. Anladığım kadarıyla kilo aldırıyorlar, huh?                         [Fat tape:1]

Burada ilk cümle, daha önce gelen çoklu bir onay ifadesi vasıtasıyla ilk cümleyle ilişkilidir ve bir onaylatma sorusu, sonraki sıraya yöneltilen bir bağlantıyı yansıtır.

(31)               J: Ancak duştan çıkıp kendini [hazırladığın sırada,
                     M:                                             [Valla, hazır değilim. Seni henüz bekletmedim, değil mi?
                      J: Bekleteceksin, biliyorum bekleteceksin                                                    [Fat tape:6]

Burada ilk cümle öncekiyle ilişkili, en azından karşıtlık anlamında ve onaylatma sorusu bir sonrakiyle ilişkili.

(32)                 B: Maybell bu hafta izin alacak, ve biliyormusun biraz yorgun görünüyordu.
                   ➔ A: Uh huh. (2.0) Uhm valla çok uzun çalıştığını düşünüyorum, [öyle değil mi.
                        B:                                                                                                  [Eeet, epey bi’ çalıştı,                                ve kimi zor durumlarla karşılaştı                   
[Ladies:12:13]

(33)               N: Eet ve ve onları yediğinden dolayı kendini suçlu hissetmen asıl bu küplere binmene                             sebep oluyor, çünkü hepsi- hepsi senin içinde.
                      H: Yani küplere binen insanlar sadece fazlasıyla duygusal [insanlar, huh,
                      N:                                                                                         [Heh heh heh, ve                                                                                                                                        kaygılanıyorlar [bundan.
                      H:                                                                                                                  [heh heh heh 
                 ➔ N: Bilmiyorum. Biraz delice gibime geldi, am:a
                      H: hh sadece biraz.                                                       
                                                                                                                  [HG:2-3]

Sıra alış sistemi, ki bu artık anlaşılmış olmalı, sistematik açıdan potansiyel sıra-parçaları veya sıra görevleri üzerinde, muhtemel ilk tamamlanma alanından önce örneğin  tek bir cümlede kotarılmaları için baskı uygulamaktadır:

(34) A: Yani bazı insanların başına gelebilir. Hh Ama ben: ben şey şey uh ben 
              şey ben şey ben şey ((ara)) ben kimseyi tanımıyorum –öyle- çünkü gerçekten hoşlandığım                   kimse yok zamanın yok, yapmasam uh boşa harcayacak derim [( )
   ➔ B:                                                                                                        [Ve sen boşa harcamak                        olduğunu, öyle olduğunu -yani- sadece konuşmak ve birlikte olmak.
       A: Eeet. Hiç bi’ şey yoksa hayatında (sen) sadece zamanını boşa harcarsın. Hh Kendi açından                   önemli bir şey de yapabilirdin. Yani ve=
                                                                                                                          [TZ:5759]

Burada B, bağlaç ve çapraz referans vasıtasıyla önceki sıraya bağlanıyor ve bitişiklik çiftinin ilk parçası olarak, onayın takip ettiği onay- talep/onay eylem dizisi biçiminde sırayı kurarak bir sonrakine bağlanıyor.

(35) N: Ee [ne zaman-
        H:     [Şimdi ne var-*
    ➔B: Gittiğimizde biletleri alırız [olur mu?
        H:                                            [eet eet onlar  rezervasyonu yapılmış yerler                 [HG:3]


Bu durumda, cümlenin söz diziminin kimi yönlerini, bir dizi içinde sıra alış içinde yapılması gereken işlere gönderme yapılarak en iyi biçimde anlaşılabilir, sıralar cümlelerin meydana gelmesi için temel bir yerdir.


4.14
Onarım mekanizmaları sıra alış sistemlerindeki hatalar ve ihlallerle ilgilenir. Konuşmadaki
çeşitli organizasyonlar, hatalara, sorunlara ve ihlallere maruz kalır ve onarım mekanizmaları bunlar için vardır. Onarım mekanizmalarının35 tamamen açıklamasına girmeyeceğiz ama aşağıdaki üç konuya değineceğiz. 

Birincisi, çeşitli onarım aletleri arasında bir tanesi de sıra alış sorunlarına yönlendirilen ve sıra alış sorunları için tasarlanan birimlerdir. “Kim ben mi?”36 gibi soruların ve “söz kesme” gibi görgü kurallarını ilgilendiren durumlarda Affedersiniz gibi işaretleyicilerin kullanılması ve sahte sıra başlangıçların (false starts), tekrarların ya da çakışmanın olduğu sıranın bir kısmının farklı şekilde ifade edilerek gündeme getirilmesi ve aynı anda konuşan kişilerin zamansız duraksaması (olası bir tamamlamadan önce) gibi onarım araçlarının, konuşmada sıraların organizasyonunda ve dağıtımında ortaya çıkan problemlerin çözülmesinde kullanıldığını görebilmek için herhangi bir teorik motivasyona gerek yoktur. 
İkinci olarak, sıra alıştaki onarım mekanizmalarından bazıları, sorunlarını onardıkları sisteme içkindir. Bu durumda, “tek zamanda birden fazla” konuşmacı durumunun onarımının en temel aleti, sıra alış sisteminin kurallarını ihlal eden bir prosedürü kapsar, örneğin olası tamamlanmasından önce sırayı durdurmak gibi. Bu ayrıca, sıra alış sisteminde merkezi bir özellik olan, bir sonraki tamamlanma noktasına ilişkin yapısal birimlerin dönüştürülmesini de içerir. Bu bağlamda, kural setinin, özellikle 1b ve 1c'deki kural setlerinin sağladığı seçeneklerin de onarım için tasarlanan yerleri sunduğunu söyleyebiliriz. Daha önce (4.12, c) belirttiğimiz gibi 1c-1a olarak isimlendirdiğimiz durumda mevcut konuşmacı, sıra geçiş alanında sıra geçişinin olmadığı bir yerde devam ettiğinde, bu konuşmacının yaptığının sıra alış organizasyonun temel organizasyonuyla ilgili olan sıra geçişi problemini onardığını söyleyebiliriz. Gerçek dünyaya uyum sağlamaya yarayan davranışın rasyonel organizasyonunun önemli bir özelliği – dışsal müdahalelere maruz kalmayan– onarımın kaynaklarını ve prosedürlerini, esas organizasyonuna dahil etmesidir. 
Üçüncü olarak, sıra alış sistemi, sıra alma bağlamı dışındaki durumların onarımlarıyla ilgili konuları sınırlandırır. Örneğin, mevcut konuşmacının haricindeki onarımlar, sıranın tamamlanmasından önce gerçekleştirilmez ve böylece onarım gerekse de sıra alış sisteminin sıra dağıtım haklarına uyulmuş olur. Nitekim, çoğu onarımlar (örneğin, kelimenin telaffuzunun düzeltilmesi) sorunun (repairable) ortaya çıktığı sıranın içinde gerçekleştirilir. Ama onarım, sıranın sınırlarını zorlayacak şekilde yayılırsa, konuşmacının dışındaki kişi onarım üstlendiğinde, sıra yine sıra alış sistemi tarafından organize edilir ve onarım dizileri sıra alıştaki özelliklerle aynı özellikleri ortaya koyar. Onarım dizileri de onarıma uğrayabilir.37
Sıra alış modelinin, onarım ile uyumluluğu ikili bir karakterdedir: sıra alış sistemi, kendi sorunlarıyla baş etmede kendi kendisini yönlendirir ve sıra alış sistemi, konuşmadaki diğer herhangi bir sorun için en temel organizasyonel onarım yöntemidir. Böylece, sıra alış sistemi ve onarım organizasyonu “birbirleri için yaratılmıştır”. 

5. BU MODELİN TÜRÜ
Şimdiye kadar konuşma içindeki sıra alış organizasyonuyla ilgili doğrudan sıra alma ile doğrudan ilişkisi de olmayan toplanmış, göndermede bulunulmuş veya analiz edilmiş olan çeşitli çalışmalardan bahsettik. Sıra alış modelinin tanımlamaya çalışması gereken, konuşmanın kabaca gözlenebilir özelliklerinin bir kısmını sunduk. Konuşmadaki sıra alış sistemine ilişkin bir model önerdik veya en azından böyle bir modelin bazı önemli bileşenlerini önerdik. Bu modelin sınırlılıkları (kısıtlamaları) olsa da, gerçek olguların nasıl tanımladığının bir taslağını çizdik. Umarız, tartışma süresince bu modelin ilginç özelliklerinden ve kullanımlarından bahsedebilmişizdir. Önerilen modelin, bir çok yönden yanlış veya yetersiz olduğu açıktır. Ama bu model, her ne kadar kusurları da olsa anlattıklarımızın, sıra alışa uygun olan modelin bu TÜRDE bir model olacağını gösterdiğine inanıyoruz. Bu bölümde modelin en önemli özelliklerinden bazılarını ve ne tür bir model olduğunu, bazı ayrıntılı açıklamalarla betimlemeye çalıştık. Bu özellikler, bu modelin, hem “YEREL YÖNETİM SİSTEMİ” hem de “ETKİLEŞİMSEL OLARAK YÖNETİLEN SİSTEM” olduğuna işaret etmektedir. Nasıl bir sistem olduğunu tanımladıktan sonra, nasıl bir problemi çözmek üzere tasarlandığını gösteren bir formülasyondan bahsedeceğiz.
Yerel yönetim sistemi olarak betimlediğimiz sıra alış sistemini tanımlamak için aşağıdaki  kural dizileri ve bileşenlerini ortaya koyduk:

Sistem tek seferde tek sıra geçişlerini ele alır ve bu sayede iki sıra sadece tek geçişle bağlantılıdır ki, tek seferde tek sıra dağıtımı olur.
Her durumda belirlenen tek sıra, bir sonraki sıradır. 
Sistem ancak aynı anda tek bir geçişle ilgilenirken geçişlerle şu şekilde ilgilenir;
A.Kapsamlı:  Kullanılmak üzere düzenlenen geçiş olanaklarının herhangi biriyle ilgilenir.
B.Seçici: başka hiçbir sistem, sıra geçişlerini sıra alış sisteminden bağımsız organize edemez. 38 ve
C.Seri olarak; ortaya çıkış sıralarına göre bir sonraki sırayla ilgilenir.
Bütün bu özellikler sistemi, yerel yönetim sisteminin bir parçası olarak tanımlamaya götürür. Sistemin operasyonların tümü yereldir yani sıra alışlar içinde “sonraki sıraya” ya da sonraki geçişe” yönlendirilmiştir. Sıra düzeninin önemini, yerel yönetimler bu şekilde oluşturur. Sadce sonraki sırayı tespit etmek için yapılan sıra dağıtımı değil, sıra uzunluğunun tespiti de olarak gerçekleşir. Her sıranın gelişimsel seyri içinde, bir sonraki sıra için kısıtlamalar olur. Bizim önceden de üzerinde durduğumuz nokta; konuşma içindeki özelliklerin sabit olmadığı ve çeşitlilik gösterdiğidir. Ancak sistemin doğrudan ve açıkça ilgilendiği mekanizmalar, ‘sıra düzeni’ ve ‘sıra uzunluğu’ dur.  Sıra alış sistemi bir yerel yönetim sistemidir, bir anlamda ‘sıra düzeni’ ve ‘sıra uzunluğu’ çeşitliliğine izin verirken ve bunları yerel yönetim altında tutarken bir yandan da bütün sıra alış sistemlerinin de amacı olan, “Tek seferde n kişi” hedefini gerçekleştirecek şekilde faaliyetini sürdürmektedir.  
İncelenen sıra alış sistemi, nasıl bir yerel yönetim sistem türü olduğu bağlamında betimlenebilir. Kuralların niteliği ve organizasyonu, bir yerel yönetim sistemi oluşturur,  onlar daha özel organizasyonlar olarak da belirlenir. Bu organizasyonlar sadece, ‘sıra düzeni’ ve ‘sıra uzunluğu’ nu çeşitlendirmeye izin vermez ve/veya bunu gerektirmez.  Ancak aynı zamanda bu değişiklikleri herhangi bir konuşma içindeki tarafların kontrolüne de maruz bırakır. Bu nedenle yerel yönetim sistemleri arasında (sıra alış sistemi)  ‘tarafların yönetimindeki’ sistemdir. Dahası ‘sıra düzeni ‘ve ‘sıra uzunluğu’ birbirine bağlı mekanizmalar tarafından oluşturulur. Sistem ‘sıra düzeni ‘ve ‘sıra boyutu’nu organizasyonu içine alır ve sonra bu mekanizmaları konuşmadaki tarafların uygulamasına sunar. ‘Sıra düzeni ‘ve ‘sıra boyutu’nu entegre eden ve sıra geçişlerinin anlaşılmasını sağlayan ve kendini tarafların uygulamasına sunan sistem, bir kurallar bütünü tarafından sağlanan seçenekler döngüsüdür. Bu kurallar bütünü, konuşmacı ve potansiyel diğer konuşmacı için seçenekler sağlar ve böylece katılımcıların kullanımını ortaya koyar; ‘mevcut kişiyi durdurma’  ve sonrakini ‘başlatma’ yı birleştirir ve böylece ‘sıra düzeni ‘ve ‘sıra uzunluğu’nu birbirine bağlar. 
Sistemin diğer özellikleri ‘etkileşimsel olarak yönetilen’ başlığı altında toplanır ve ‘sıra alış sistem’in, yerel yönetim ve katılımcı yönetimi biçimi gibi özellikleriyle konuşmaya dayanan etkileşime nasıl uyduğunu ve sıra alışı özel olarak adapte ettiğini ele alır.
Taraf yönetiminin etkileşimsel olması gerekmez. Konuşmadaki sıra alış sistemi ise zaten öyledir.  ‘Sıra düzeninin yerel yönetimi’, kural setlerinden etkilenir ve sıra düzeninin oluşumunda kuralların sunduğu seçeneklerin kullanılması ve diğer tarafların da katkıda bulunması yönlendirici ve belirleyici olur.
Sıra uzunluğu, sadece tarafların belirlediği yerel yönetimin değil, aynı zamanda etkileşimsel üretimin ürünüdür. Buna, sıra alış sistemi tarafından kullanılan sıra inşası biriminin türü de dahildir ve bu boyut, ‘etkileşimsel yönetim’ denilen sistemin anlaşılmasında kullanılabilir. Sıra birimi; 
a.En kısa sıra uzunluğunu tanımlayan;  
b. bir birimin uzatılmasını sağlayan; 
c. durdurulabilir olan (herhangi bir zamanda olmasa da ); 
d. içinde yinelenen olası sıra geçiş yerleri bulunan ve 
e. Kendi başlarına da uzatılabilen ya da kısaltılabilen birimlerdir. 

Birincisi dışındaki bütün özellikler, etkileşimsel olarak belirlenmenin kaynağını oluşturur. Sıraları, katılımcılar arasındaki işbölümünde ortaya çıkan ve katılımcının birimi ve bu birimin sınırlarını belirlediği ve diğer katılımcıların da görevinin tanımlamak olduğu birimler olarak algılamak yanlış olur. 
Sıra, bizim belirttiğimiz gibi yapısı ve sınırlarının oluşumunda bir tür görev dağılımı olan bir  birimdir; bir konuşmacının diğerlerinin sırasının tamamlandığını tahmin edebileceği biçimde tasarladığı, konuşmasının başlangıcından itibaren, olası geçiş alanlarında diğerlerinin konuşmaya başlamasına, sırasından feragat etmeye, konuşmanın yönelimini etkilemesine izin verdiği ve nerede  konuşmayı bitirmesi gerektiğini belirleyen bir birimdir. Yani bir birim olarak sıra, etkileşimsel olarak belirlenir.39
Konuşmacılar için ‘sıra düzeni ‘ve ‘sıra uzunluğu’nun yerel olarak yönetilmesi, taraflar tarafından idare edilmesi ve etkileşimle kontrol edilmesi olguları, konuşmanın bu boyutlarının konuşma etkileşimlerini özelleştirilmiş kısımlara ayıran en genel ilkesinin ışığında değerlendirilebilir ve bu da “ALICI TASARIMI” dır.40 “Alıcı tasarımı” ile biz, konuşmadaki bir tarafın, çeşitli yollarla,  konuşmasını diğerlerine karşı bir yönelimi ve hassasiyeti yansıtan biçimde inşa etmesini kastediyoruz.  Kendi çalışmamızda, alıcı tasarımının, kelime seçimini, konu seçimi,  ardışıklığın kabul edilebilirliliği ve düzeni ve konuşmaları başlatma ve sonlandırma seçenekleri ve sorumlulukları bağlamında faaliyet gösterdiğini tespit ettik, bu sonuçları, gelecek  yayınlar içinde sunacağız.41 Alıcı tasarımı, bağlam duyarlılığı kavramı tarafından açığa çıkarılan gerçek konuşmalardaki çeşitliliğin açıklama zeminini oluşturur. Alıcı tasarımının, sıra uzunluğu ve sıra düzenindeki özelleştirici etkisi, konuşmadaki tarafların konuşmayı kişiselleştirmede belirli yollar kullanmasıyla ortaya konulmaktadır. Sıraları dağıtmada ve inşa etmedeki ortaklıkları, belli uzunlukta sıraların ortaya çıkmasına ve konuşmanın sıra-geçişlerinin özel bir biçimde cereyan etmesine sebep olmaktadır.42 Sıra organizasyonunun, alıcı tasarımına maruz kaldığında, sıra alışın konuşma içinde nasıl adapte edildiğini gösterecek bir mekanizmanın soyutluktan çıkarılarak incelenebilir hale getirilmesi gerekmektedir.

6. Modelin Bazı Sonuçları: 
Bu bölümde tanımladığımız organizasyon türünün bazı sonuçlarını göstermeyi umuyoruz, ‘genel olarak ilgi çeken ’ sonuçlarıyla ilgileneceğiz.

6.1. 
Dinleme için içsel bir motivasyon tespit edildiğidir. Sıra dağıtım teknikleri ve konuşmadaki sıra alış sistemi, bir konuşmadaki bütün sözceleri dinlemek için içsel bir motivasyon inşa eder, bu motivasyon, ilgi ve nezaket gibi diğer motivasyonlardan bağımsızdır.
Konuşmada diğer konuşmacıya geçiş teknikleri ve düzenli karakteri, istekli ya da niyetli bir konuşmacıyı dinlemeye ve her sözceyi analiz etmeye zorunlu kılar. Bu yüzden konuşmaya istekli olan bir katılımcı seçilirse, bir sonraki konuşmacı onu her sözcesini dinlemek ve kendisini sonraki konuşmacı olarak seçip seçmediğini belirlemek için analiz etmek zorunda olacaktır. En azından kendisinin bir sonraki konuşmacı olup olmadığını anlamak için bunu yapacaktır. Herhangi potansiyel konuşmacı hangi ifadeden sonra konuşmak gerektiğinin anlaması içinde dinlemek zorunda olacaktır. Her iki durumda da konuşmacı, o anki sözceyi, sıra transferini uygun bir şekilde gerçekleştirmek ve sırayı alabilmek için sonuna kadar dinlemek zorundadır. “Son konuşmacıyı sonraki olarak seçmek” şeklindeki mekanizma sebebiyle, mevcut konuşmacı da sırasını tamamladıktan sonra bu motivasyona sahip olacaktır. Sistem, herhangi bir sonraki sıra için potansiyel konuşmacı sayısını maksimize ederek, potansiyel konuşma isteği ve arzusunu, zorunlu bir dinleme biçiminde dönüştürmektedir.

6.2 Sıra alış organizasyonu söylenilenlerin(ifadelerin) anlaşılmasını, kısmen de olsa kontrol eder. Konuşmanın nasıl anlaşıldığı üzerine farklı öneriler bulunmaktadır. Sıra alış araştırması, bu probleme çeşitli yönlerde katkıda bulunur. Sıra alış sistemi tarafından dinlemenin temelini oluşturan zemin bu bağlamda da ele alınabilir. Bir katılımcı, konuşmaya istekli olduğunda kendisinin seçilip seçilmediğini belirlemek için her sözceyi dinlemek durumundadır.  ‘Mevcut konuşmacı sonrakiyi seçer’ tekniklerinin çoğu ‘eylem çiftlerinin birinci parçaları’ tarafından inşa edildiğinden- ‘selamlaşma’, ‘soru’, ‘hakaret’, ‘şikayet’ vb. ifade edilen türler- istekli konuşmacının seçilip seçilmediğini anlamak için sözceleri, kendisinin sonraki konuşmacı olarak seçilmesine sebep olacak belli bir sözce türü kullanılıp kullanılmadığını belirlemek için analiz etmesi gerekir.  Sonrasında konuşmak istediği her sözceyi böyle bir durumun olup olmadığını tespit etmek için incelemelidir.

6.3. Sıra alış sisteminin, tasarımının bir yan ürünü olan ve sıraların analiz edilmesinde kullanılan bir kanıt prosedürü vardır.  A , ‘soru’ veya ‘şikayet’ gibi bir ilk çift parçasını B’ye yönelttiğinde, A’nın B’yi sonraki konuşmacı olarak seçtiğini fark ederiz. Bir sonraki konuşmacı olarak B seçilir ve B,  A’nın başlattığı bitişiklik çiftinin ikinci bölümünü (diğer olasılıklar arasından bir ‘cevap’ ya da ‘özür’ü) ifade eder. B böyle yaparak, sadece bir sözce türünü üretmez aynı zamanda da önceki sözceyi, bir “soru” ya da “şikayet” şeklinde bir ilk çift parçası olarak anlamış olduğunu da sergilemiş olur. 
Burada konuşmanın araştırılmasında kullanılabilecek merkezi bir metodolojik kaynak vardır.  Bu kaynak, konuşmanın (edebi araştırmaların ve diğer materyallerinin aksine)  tamamen etkileşimsel karakteri tarafından sağlanan bir kaynaktır. Katılımcıların, her birinin kendi sırasında diğerlerinin sıralarından ne anladıklarını konuşmada göstermek zorunda olması, konuşmanın sıra alış organizasyonunun sistematik sonuçlarıdır. Daha genel anlamda, bir sıranın içeriği, tersine işaret edecek başka özel teknikler kullanılmadığı sürece, önceki sıradaki sözceye yöneltilmiştir. O halde, konuşmadaki bir sıranın içeriği, düzenli biçimde bir önceki sıranın konuşmacı tarafından nasıl anlaşıldığını gösterir ( cf. Moerman & Sacks, ms).
Bu anlama biçimleri elbette öncelikle, diğer katılımcılara sunulmaktadır ve konuşmadaki yerel kendini düzeltme mekanizması için çok önemli bir zemin sağlamaktadır. Ayrıca sıra düzen eğilimine, ‘sonraki konuşmacı bir sonraki sırayı alır’, de önemli bir kaynak sağlar; önceki sözcesinin, mevcut sıra içindeki konuşmacı tarafından kabul edilemez bir biçimde anlaşıldığını görürse, bir sonraki sırayı almak için motive olacaktır.   
Ama diğer sıraların nasıl anlaşıldığı, katılımcılara sergilenirken, profesyonel analistler için de değerlendirilebilir hale gelir ve bir sıranın ne ile ilgili olduğunu tespit eden analizler için bir kanıt kriteri (ve araştırma prosedürü) sağlar. Katılımcıların, konuşma içindeki sıralara ilişkin anlamaların sonraki sıralarını inşa etmede kullanıyor olması, analizde de istenen KATILIMCILARIN anlamalarıdır. Önceki sıra alışların nasıl anlaşıldığı, hem önceki kaynakların analizi için kaynak sağlar hem de profesyonel düzeyde bir analiz için bir kanıt prosedürü sunar. 

7.DİĞER SÖZEL PAYLAŞIM SİSTEMLERİ İÇİNDE KONUŞMANIN YERİ
  Konuşma sıraları değişirken, konuşmanın organize biçimde gerçekleştiği etkileşimlerde tek bir katılımcının konuşmasını sağlamak için bir sıra alış sistemi kullanmak konuşmaya özgü bir şey değildir. Seremoniler, törenler, tartışmalar, toplantılar, basın toplantıları, seminerler, terapi seansları, mülakatlar, duruşmalar gibi birçok etkinlikte sıra alış sistemi vardır.  Bu etkinliklerin hepsi, belli türde sıra alış parametreleri ve bu parametreleri gerçekleştirmede kullanılan organizasyon bakımında konuşmadan (birbirlerinden) farklılaşır43.  
Bir toplumun üyeleri için mevcut olan sözel paylaşım sistemlerinin farklılaşan sıra alış sistemleri açısından karşılaştırmalı araştırması, bizim tarafımızdan çok az incelenmiştir. Ancak bazı ilginç düzenlemelerden bahsedilebilir sadece bu alanın ilginçliğini ortaya koyacak olsak da.
Konuşmada sıra dağıtım tekniklerinin genellikle bir seferde tek Ancak bu işlem biçiminin alternatifleri hemen tespit edilebilmektedir.  Münazaralarda, ’lehte’ ve ‘aleyhte’ olma pozisyonları bağlamında bütün sıra alışların sırası önceden belirlenmiştir. Münazara ve konuşmanın tersine, oturum başkanının olduğu toplantılarda, sıraların bir kısmı önceden dağıtılmıştır ve bu sıralar temelinde sonraki sıralar dağıtılır. Oturum başkanı ilk konuşma hakkına sahiptir ve her konuşmacıdan sonra da konuşabilir. Her bir sırayı sonraki konuşmacıyı belirlemek için kullanabilir.  
Bahsedilen konunun akabinde yapısal bir olasılık önerilebilir: sıra alış sistemleri ya da en azından “her seferde tek katılımcı” konuşur ilkesine dayanan bu sistemlerin bir kısmı, sıra dağıtımı çaısından doğrusal olarak sıralanmıştır. Doğrusal sıra,biçiminde sıra dağıtımının yapıldığı tür (konuşmada olduğu gibi), diğer uçta sıraların önceden dağıtılmasını içeren sistem türü (münazaralarda olduğu gibi) ve ortada da çeşitli önceden sıra dağıtımı ve yerel dağıtım araçlarının birleşimini içeren sistem türleri (toplantılarda olduğu gibi).
Sistem türlerinin bu şekilde dizilmesi, işlevsel açıdan karşılaştırılabilmelerini sağlar. Bu yüzden bir uçtaki sistem,  (sıraların yerel dağıtımı) potansiyel konuşmacılar grubunun maksimize edilmesine olanak tanırken, potansiyel konuşmacıların sıralarının eşitlenmesine izin verecek şekilde tasarlanmamıştır.  Halbuki diğer uçtaki sistem (sıraların önceden dağıtılması),  sıraların eşitlenmesine olanak verecek biçimde (ya da şu şekilde olabilir; başka sonuçlar/taraflar için tasarlanabilir) t ki bunu sıradaki konuşmacıyı özellikle belirterek yapar ve bu yolla sıradaki potansiyel konuşmacılar grubunun boyutunu en aza indirmiş olur. Şayet konuşma sırası sistemlerinin dizisi,  sıraların tamamıyla önceden dağıtılmasından, her bir defada tek bir sırayı dağıtmaya kadar değişen  bir uzanım üzerinde düzenlendiyse, o halde her bir sistemin, sıraları en üst düzeye çıkarma, en aza indirgeme ya da örgütsel olarak katılımcılar arasında sıraların eşitlenmesi, sıradaki potansiyel konuşmacıların en üst düzeye çıkarılması vb. gibi bir dizi işlev ile ilgili olup olmadığı ortaya çıkarılabilir. Öyle ise her sistemin tasarımına uygun olan işlevler araştırılabilir ve çeşitli sistemler, ele alınan belirli bir işlev açısından gerçekleştirdiği sonuçları bağlamında karşılaştırılabilir.  Bahsettiğimiz iki işlev, sıraların eşitlenmesi ve sıradaki konuşmacı adaylar grubunun maksimize edilmesi, yerel dağıtma ve tamamıyla önceden dağıtma iki ayrı uçta bulunan türlerdir. Aslında sıra dağıtımının sistematik bir şekilde gerçekleştiği her işlev için ortaya bu durum ortaya çıkabilir.
Doğrusal dizilim göz önüne alınırsa, konuşmanın kutupsal pozisyonu ve maksimizasyonu olanaklı kılan pozisyonunun beraberinde getirdiği işlevler, konuşma içinde sıra alış organizasyonunun betimlenmesini sadece bir etnografik ilgi alanı olmaktan çıkarır. Bu kadar fonksiyonel ve ilginç bir yapısal bir pozisyonu olan konuşma en azından, bir uçta gerçekleşen bir organizasyon türünün bir temsilcisidir.
Doğrusal dizilimdeki bütün pozisyonlar sıraları kullanır ve “bir seferde bir kişi konuşur” özelliğini muhafaza ederler. Herbir sistemin bunları farklı biçimde belirtmesine ve bizim sistematik betimlememizin sadece konuşma için geçerli olmasına rağmen ek bir genellemeden bahsedilebilir. Doğrusal düzlemdeki bütün pozisyonlar için, “sıralar” en azından kısmen dile özgü yapısal formatlar vasıtasıyla organize edilir; örneğin;  sözdizimsel yapı (en önemli ve tanınan örneği cümledir).  Sıra uzunluğu cümlesel organizasyonun 2 farklı yanıyla betimlenebilir: a) bir sıradaki cümle birimlerini çoğaltılması ve b) tek cümle birimlerinin yapısının sözdizimsel düzeyde karmaşıklaştırılması. Sıra uzunluğu ve onun doğrusal dizilim üzerindeki pozisyonu hakkında iki gözlemden bahsedilebilir. Birincisi, sıra uzunluğu, doğrusal dizilimdeki önceden dağıtımın artan dereceleriyle birlikte artar. İkincisi, sıra uzunluğunu arttırmada kullanılan ölçek, sistemin dizilim üzerindeki pozisyonunuyla birlikte değişebilir:  cümle birimlerinin çoğaltılması, sıraların önceden dağıtıldığı uç için ana moddur ve tek cümle birimlerinin yapısının sözdizimsel düzeyde karmaşıklaştırılması ise yerel dağıtım sistemleri için ana moddur. Her iki gözlem de dizilim üzerindeki çeşitli noktalardaki konuşmada sıra alış sisteminin tasarımının doğal ürünleri olarak görülebilir.
Konuşmadan  doğrusal dizilimdeki “bir aşırı uç” olarak bahsedip ve “seremoni” den de diğer uç şeklinde bahsederken, konuşma  ve merasimin iki uçta bulunan birbirinden bağımsız ya da birbirine eşit statüde olan türler olduğunu iddia etmiyoruz. Öyle görülüyor ki konuşma, diğer sözel paylaşım sistemlerinin en temel biçimi olarak ele alınmalıdır. Dizilimdeki diğer sistemler, konuşmadaki sıra alış sisteminin varyasyonlarını temsil etmekte ve farklı türde sıra alış sistemlerini gerçekleştirmektedir. Bu bilgiler ışıgında, münazara ya da seremoni birbirinden bağımsız iki uçtaki tür değildir. Daha çok konuşmanın en aşırı dönüştürülmüş formudur-aşırılığından kasıt, konuşmanın değişim göstermesine izin verdiği en önemli (ya da neredeyse bütün) parametleri sabitliyor olmasıdır.

DİPNOTLAR
* Bu makalenin diğer bir versiyonu Dil Sosyolojisi ve Konuşma Faaliyeti Teorisi Konferansı’nda sunuldu, Bielefeld, Almanya, Nisan 1973.

1. Örneğin, Goffman 1955, 1964, 1971; Albert 1964; Kendon 1967; Yngve 1970; Duncan 1972a, b, 1973. Böylece Gofmann (1964: 1935-6):
‘Kart oyunları, balo salonlarındaki çiftler, ameliyat esnasında birlikte çalışan cerrahi ekipler ve yumruklu kavgalar karşılaşmalara örnektir; hepsi müşterek eğilim yöneliminin toplumsal örgütlenişini gözler önüne serer ve hepsinde bir biçimde örgütlü bir etkileşim vardır. Konuşmanın da böylesine bir toplumsal düzenleme içinde cereyan ettiğini iddia etmek istiyorum; elbette, burada örgütlenen şey oyunlar veya hamleler veya prosedürler veyahut vuruşlar değil sohbetlerdeki sıradır. Burada konuşmanın doğal evinin, konuşmanın her daim mevcut olmadığı yerde olduğunu not etmek lazım.
Konuşma faaliyetinin, sohbetteki özgün sıra üzerinden sürdürülen sohbetin durumuyla ilişkilendirilmek zorunda olduğunu ve bu sohbet durumun katılımcı oldukları onaylanan başkalarından oluşan bir döngüyü içerdiğini öne sürüyorum. (Kendi kendine konuşmak veya zımni iletişimde söz konusu olduğu üzere onaylanmamış alıcılarla sohbet etmek, veya telefon sohbetleri gibi fenomenler önce normdan çıkış olarak ele alınmalı, böyle olmadığı takdirde yapı ve önem kaybolur). Sohbet, salt kimin kimle hangi dilde konuştuğu anlamında değil karşılıklı olarak onaylanan ve ayinsel olarak idare edilen yüz-yüze ufak bir faaliyet sistemi anlamında, bir toplumsal karşılaşma olarak, toplumsal olarak örgütlenmiştir. Bir sohbet durumu bir kere onaylandığında temelini sorgulamak ve onu terk etmek, dinleyicinin çektiği ilginin odağının istikrarını konusunda bilgilendirmek için ipuçları olmalıdır. Sohbet esnasındaki bir sıranın öncekinin üstünü çok fazla örtmemesi veya tehlikesiz olması ve konuşmanın devamı sağlanır.’
2.Örneğin, Stephan & Mishler 1952; Bales 1950, 1970; Coleman 1960.
3.Bkz. Bales 1950.
4. Bkz. Jaffe & Feldstein 1970, Matarazzo & Wiens 1972. 
5. Örneğin, Mitchell (1956:79) şunu söylüyor:
‘Önemli kabile reisleri de astlarının önünde yürümeye hakkı var. Üç-dört reis, örneğin bir mahkemeden geri döndüğünde patikada mertebelerini yansıtacak şekilde dizilirler. Dar alandaki patikaları arşınlarken gruptaki en kıdemli olan liderdir. Onu, diğer reisler ve son olarak da sıradan insanlar takip eder. ‘
Veya Beardsley’den aktarmak gerekirse:
‘Baba ve anne, ufak çocuklarını yıkanırken yanlarına alır, büyük anne adamların sırtlarını çitiler, yıkanacak yeri olmayan yakınlar veya komşular (Niiike’de üç hane) günün sonunda sıranın kendilerine gelmesini beklerken sohbet etmeye gelir. Hanenin en bükük erkeği önce yıkanır ve aile düzenli bir biçimde cinsiyet ve yaş sıralamasına göre onu takip eder. İlk yıkanan en sıcak suyla yıkanır.’
Daha önceki bir tarihte, psikolog Isaacs (1933: 222-3) çocuk etnografisine varan çalışmasında şunları yazmıştı:
‘‘Sıra almak’ beş yaş altı çocuklar açısından en zor öğrenilen şeydir... ufak çocuk, beklediği zamandan sonra sıranın gerçekten kendisine geleceğine pek bir deneyimi kazanmadan inanamaz. Bildiği tek şey, ‘sıranın diğerlerine geldiği’ ama kendisine gelmediğidir. İnsan, üç tekerlekli bir bisiklete veya bir tahterevalliye binmek gibi değerli bir haz için can atarak beklediğinde bir kaç dakika sonsuz bir zamanmış gibi olur. Daha önce kendi sıralarının tadını çıkaranların iyi niyetine de inanmaz – müsaade edilse ONLARI dışlamaya ne denli hazır olduğunu gayet iyi bilir! Sadece denetimde bulunan yetişkinin genele yayıldığı kanıtlanmış adaleti, aceleci bir düşünce olan ‘hemen istiyorum’ demekten ‘sıra almayı’ mümkün kılan geleceğe güven duyulmasına doğru bir geçişin yaşanmasına olanak sağlar.’
6. Başlı başına ‘sıra alma’yı ele almaya en yatkın Antropolog ise Albert’tir (1964: 40-41):
Bireylerin bir grup içerisinde konuşma sıraları katı bir biçimde mertebe düzeyi tarafından belirlenir. Hazıra bulunanın toplumsal mertebesi herhangi bir diğer bireyden daha düşük olduğunda, sosyal statü, yaştan önce gelir. Böylece, bir yeğen amcasından daha genç olabilir ama amca daha yüksek bir mertebededir ve ondan önce konuşacaktır. Bir prens veya reis hazırda bulunan diğer insanlardan daha genç olabilir ama daha yüksek bir mertebeye sahip olması sayesinde önce o konuşur. Kalabalık gruplar söz konusu olduğunda bile öncelik sıralamasının belirlenmesi konusunda bir karışıklığın veya çatışmanın yaşandığı kayıtlara geçmiş bir durum söz konusu değildir.
Kamusal ortamda, hizmetçiler, kadınlar ve diğer düşük mertebede bulunanlar açısından ancak hitap edildiklerinde konuşmak ve bu söz konusu olmadığı sürece sessiz kalmak kuraldır. Böylece, en büyük kişi önce konuşur; sırasına göre konuşan diğer kişi ‘Evet, önceki konuşmacıya katılıyorum, haklı, yaşça daha büyük, en iyisini o bilir vs.’ etkisini yaratacak ifadelerle sözüne başlar. Daha sonra, durumlara ve konulara göre, ikinci konuşmacı aşama aşama veya hemen kendi görüşlerini ifade eder ve bunlar daha önce ifade edilen görüşlerin tam tersi olabilir. Üstün olan takdir edildiğinden dolayı gücenme yoktur. Umukuru, yani en yaşlı kişi gerçekten çok yaşlı ve güçten düşmüşse oğlu daha baştan neden kuraldan sapıldığını açıklayarak ilk sözü alabilir: ‘Babam yaşlı, hafızası yerinde değil benden kendisi yerine konuşmamı istedi,’ veya benzer bir mazeret bildirilir. Uzayıp giden bir tartışmada biçimsel öncelik sıralamasının es geçilmesi ve üst-sınıf bireyler arasında bile sesin yükselmesi olağandışı değildir
7. Belki, Samuel Beckett’in The lost ones (1972) adlı düzyazısı dışında.
8.‘Bağlamdan-bağımsız’ ve ‘bağlama-duyarlı’ olmaktan bahsederken önemli olan ‘bağlamın’ referans kapsamını belirtemeyiz. Şimdilik, ‘bağlama’ dair sosyal bilimlerdeki uzun vadeli anlayışı kullanmakla yetinelim –etkileşimde bulunan taraflarının farklı yerlerini, zamanlarını ve kimliklerine bakan bir anlayış. Dikkat çekmek istediğimiz şey, sıra alma organizasyonuna dair asli görünüşlerinin böylesine bağlama ilişkin parametrelere karşı duyarsız olduğu ve bu  anlamda ‘bağlam-bağımsız’ olduğudur; ancak, her hangi bir özgün materyalin incelenmesi sıra alma sisteminin bağlam-bağımsız kaynaklarının kullanıldığını gösterecektir, bunlar bağlamın özgünlüklerine uyacak şekilde düzenlenir. Bağlam-bağımsız yapı, bağlam-duyarlılığının nasıl ve nerede gösterilebileceğini tanımlar.; bağlamın özgünlükleri sistematik bir biçimde organize edilmiş şekillerde ve yerlerde sergilenir ve bunlar da bağlam-bağımsız organizasyon tarafından şekillendirilmiştir.
Dil bilimcilerin ‘bağlamdan-bağımsız’ ve ‘bağlama-duyarlı’ kelimelerini farklı bir biçimde anlamlandırmalarını anlıyoruz; onlar açısından ‘bağlam’ sentaktik ve fonolojik ortama göndermede bulunur ve böylece ‘bağlam-bağımsız’ ile ‘bağlam-duyarlı’ birbirini dışlayan olasılıklardır. Bizim bunları kullanışımız, ilk etapta, toplumsal bağlama doğru gider; fonolojik veya sentaktik bağlamlarla ilgisinin olup olmadığını söyleyemeyiz.
9. Bu listeye açık yapılar dahildir: tarihsel yapılar ki, bunlara göndermede bulunulduğunda kimi olgular ancak başka olgularda sonra dikkate alınır; ve sabit yapılar ki, bu yapılar dahilinde farklı noktalar çeşitli biçimlerde birbirileriyle ilişkilendirilir. Liste, böylesine yapıları önemsemeyerek sunulmuştur. Bunları düşünerek çok fazla şey öğrenilebilir, ancak bu noktaların bu şekillerde kullanılmasıyla ilgilenmiyoruz. Noktalardan oluşan liste önerdiğimiz modele dair ampirik kısıtlamaların bir ekipmanını çıkarmak maksadıyla ele alınmıştır ve şimdilik bundan fazlası değildir –dikkatimizin çoğunu sıra alma modelimize vereceğiz, bundan dolayı söz konusu ampirik gözlemlerin modelimiz açısından ortaya koyduğu kısıtlılıklar ele alınacaktır. Liste, bu maksadımız akılda tutularak okunmalıdır. Örneğin, her unsur, listedeki bir önceki unsuru takip ederek değil tüm listeden önceki cümleyi takip ederek okunmalıdır.
10. ‘Herhangi bir konuşma’ başlığı bu makalenin ilk halinin kimi okurları açısından bunun kültürler-arası geçerliğine dair sorular ortaya koymuştur. Böylesine bir soru, elbette, ancak ampirik yollardan, konuşmalara dair çeşitli materyaller incelenerek, bir yere bağlanabilir. İncelediğimiz materyaller ve açık bir biçimde Moerman tarafından 1972’de incelenen Thai materyalleri, G. Sankoff (kişisel iletişim) tarafından incelenen Yeni Gine kreol materyalleri ve (1973 yazında Ann Arobor’daki Dil Bilimi Enstitüsü’nde ve başka yerlerdeki) ciddi sayıda dil bilimcinin uzmanlık alanına giren sayısız diller açısından açık bir biçimde geçerlidir ki, bu dil bilimciler burada göstereceğimiz şeylerin kendi dilleri hakkında bildikleri şeylerle ve anlayışlarına dair inatçı sorunlarla tutarlılık arz ettiğini gördüler. Bunun da ötesinde, tarafların bir vakıf oldukları tek bir dili paylaşmayıp pek de vakıf olmadıkları başka bir ortak dili paylaştıkları kültürler-arası konuşmalara dair incelemeler burada gösterilecek olan şeylerle tutarlılık arz ediyor (Bkz. Jordan & Fuller, MS). Son olarak, kültürler-arasılık sorunu, bizim anladığımız haliyle, aktardığımız yapıların (sözcükler veya sentaktik anlamda) farklı dillerde veya dil topluluklarında veya toplumsal örgütlenmeler arasında  vs. –bunlar, böylelikle daha temel yapılar olarak rol oynamış oluyor- ne denli çeşitlendiği sorusunu ortaya koyar. Bu sırlamanın neden yapıldığı bizim açımızdan pek net değil. Konuşmadaki dizilişin örgütlenişi anlamında sıra alma organizasyonun başka yönlerinin değişebileceğini düşünüyoruz. Ve, bu makalenin son bölümünde de iddia ettiğimi üzere, çeşitli konuşma-tarzları, yani konuşma, tartışma vs. açısından farklı sıra alma sistemlerinin söz konusu olduğunu düşünüyoruz.
11. Konuşmaya dair başka genel ampirik özellikler listemize eklenebilirdi. Not düştüklerimizin hepsi konuşmadaki sıra alış organizasyonu açısından önemli araçlardır ve böylece söz konusu organizasyon modeli için son derece önemli testlerdir. Bu makalede yerimiz kısıtlı olması her noktanın neden çok önemli olduğuna dair argümanlar geliştirmemizi engelliyor. Gözlemlenen özellik değil de başka bir özellik söz konusu olduğunda, mevcut durum açısından doğru olan sıra alma organizasyonu KONUŞMA’nın değil de başka bir konuşma-tarzı sistemine ait olması en azından kimi noktaların çok önemli olmasının ispatlarından biridir. Böylesine bir durumda, bu özelliklerden herhangi biri (örneğin, sıra düzeninin veya sıra ölçeğinin önceden belirlenmemiş olması) konuşmadaki sıra alış organizasyonu açısından bir değerlendirme kriteridir ve önerilen bir modelin onunla uyum sağlaması tayin edici bir önem taşır.
12. Ardışık materyallerden dolayı yansıtılabilirliğin ampirik açıdan geçerli olduğuna işaret edebiliriz; yani, boşluksuz –yani, cümlenin tamamlanması ihtimalini beklemeden- tek-kelime (single-word), tek-ibare (single-phrase) veya tek cümlecik (single-phrase) konstrüksiyonlardan oluşan sırların ardından gelen konuşmacıların yaptıkları başlangıcın dizilim bakımından buna uygun olduğunu düşünüyoruz. İşte tek-kelimelik sıraya dair örnekler:

(a)        Desk: Soyadın ne [ Loraine.
  ➔Caller:                        [Dinnis.
  ➔Desk: Ne?
  ➔Caller: Dinnis.
[FD:IV:191]
(b)       Jeanette: Oh tanıyorsun, Mittie- Gordon, eh- Gordon, Mittie’nin kocası öldü.
    (0.3)
            Estelle: Oh ne zama::n.
            Jeanette: Vallahi bu sabah gazetede yazıyordu.
            Estelle: Öyle m::i,
   ➔Jeanette:  Eet.
[Trio:18]
(c)        Fern: Peki, gelmiyo’lar,
            Lana: Kim.
            Fern: Uh Pam, başka birini bulamadıkları takdirde.                             [Ladies:3:2:5]

(d)       Guy: Rol’un aşağıda olup olmadığına dair bi fikrin var mı acaba?
  ➔Eddy: Huh?
            Guy: Smith aşağıda mı?
            Eddy: Eet, o aşağıda,                                                 [NB:I:5:4]

Tek ibareli sıralara dair örnekler:
(e)      A: Oh, benim – benim a:kşama bi’ dersim var.
      B: Pazartesileri mi?
          A: Y-uh::: Çarşambaları, =
          B: = Uh- Çarşambaları, =
          B: = Ve bir Mikey Mouse dersi gibi                                [TG:6]

(f)      Anna: İlk kez bayan Kelly’ye geçen gece mi tanıştın?
        (1.0)
      Bea: Kimle?
         Anna: Bayan Kelly ile.
         Bea: Evet.                                                                           [Ladies:2:8:5]

Tek cümleli sıralara dair örnekler:
(g)    A: Uh sen aşağıya inmiştin [diil mi.
         B:           [Eet.
 ➔A: Kaldırımın olduğu yere mi?
        B: Eet,
 ➔A: Bittiği yere mi,
        B: Geliyorlar mı [hepsi oradan yukarıya?
        A:                       [o:dan yukarı çıkıyo’lar,
        A: Eet                                                                                     [NB:III:3]

Bu noktaya dair başka bir kanıt için aşağıda bkz. §4.13 ve örnek 24-27. Sohbet başlangıçlarının tam konumlanışına dair ek olarak veri ve tartışma için bkz. Jefferson 1973. Sonraki konuşmacının ‘boşluksuz’  başlamasını sağlayan Birim-tiplerinin (unit-types) nasıl yansıtıldığı, dil bilimcilerin ciddi katkılar sunabileceği önemli bir sorudur. Kurallara dair yaptığımız nitelendirme ve bunu takip eden tartışma yansıtmanın nasıl yapıldığını açık bırakıyor.

13. Bir örneği şudur:
(a) Sara: Ben (      ) ister misin?
      Ben: Pekala alırım, 
                    ((ara))
       Sara: Bill ister misin?
       Bill: Hayır,                                                                      [Schenkein:II:49]

Burada Ben ve Bill’in sıraları Sara tarafından dağıtılır (mevcut olanın –Sara- bir sonrakini seçtiği durumlardan biri) ve Sara’nın sırası kendi seçimidir. Bir diğer örnek:

(b) Sy: Dün tezgahtarın nası’ öldüünü gördün mü?
      Jim: Hayır.
               ((ara))
      Sy: Hiç görmedin mi?
      Jim: Hayır.
      Sy: Görmüşlüğün var  mı?
      Jay: Evet.                                                                              [Adato:2:9]


Burada Jim ve Jay, Sy tarafından bir sonraki konuşmacılar olarak seçilir. Sy’in sonraki konuşmacıyı seçmesine ilişkin de ilk değiş-tokuşun bakışla seçilen bir alıcısının olup olmamasından bağımsız olarak, ikinci ve üçüncüsünün en azından kısmen ‘Hiç’ ve ‘-müşlüğün’ sözcükleri üzerinden kotarıldığına dikkat ediniz.
Yukarıdaki örnek, soruların her daim bizzat birisinin kendisi tarafından seçildiğine veya cevap verenlerin sırasının ‘mevcut konuşan bir sonrakini seçer’ tekniklerinin bir ürünü olduğuna dair bir kanıt olarak ele alınmamalı; bunu şu örnek gösterebilir:

(c) Jim:    Çocuklar hiç, biriniz Walter Mitty’nin hikayesini okudu mu?
     Ken:    Ben okudum,
     Roger: Mm hmmm                                                          [GTS:5:25]

Buradaki tüm sıralar bizzat kendi seçimleriyle dağıtılmıştır. Sıra-dağılımı hakkında daha ayrıntılı bir tartışma için aşağıda bkz. §4.13.

14  Buna dair örnekler şunlardır:

(a) Ava: O, O ve Jo’nun arası limoniymiş, biliyo’muydun?
                   (0.7)
  Ava: [Yani uh,
  Bee: [Onlar hep (öö)öööledir                             [TG:Jfr:20]

(b)  Claire: O zamanlar kötüydük ve o ve o indi,
   Claire: Ama uhm
                     (1.5)
  ➔  Clair: [Uh
  ➔ Chloe: [Valla bu onun hatası [Claire,
           Clair:                                 [Eet, kimseye bir söz söylemedi, ben de iki söz söyledim, sonra                              ikiye geri döndü...                                                          [Ladies:2:2:3:14]

(c)         Roger: Bu bir şaka, o polis gücü. Adamın etrafında yüz polis var ve adam biri içeri giriyor ve                            ben seni vuracağım diyor ve onu vuruyor.
          Roger: hhmhhh heh
          Roger: o da başbakanın katili biliyo’musun,
                       (0.9)
          Roger: Muhteşem[ler
          Louise:                 [Hm – Şimdi ondan bile emin değiller

15. Şu anda incelediğimiz uyumlu olması muhtemel olan geçiş koordinasyonu özellikleriyle alternatifleri arasında bir seçim yapmanın önüne geçmek için ‘geçişle ilişkili YER’den bahsediyoruz. Geçiş koordinasyonunun kimi araçları, geçişler için bir ‘yer’ kavramına, yani katılımcılar tarafından boşluklar veya aralar olarak ele alınmayan sıra-içi sessizliklere, ihtiyaç duyuyormuş gibi görünüyor. Ve geçişlerin kimi yönleri açısından, geçiş ‘noktası’ kavramı yerindedir, yani bir sonraki konuşmacıyı seçen bir sorunun sonu çoğu zaman bir geçiş noktası –başkasının hemen konuşmaya başlayıp başlamadığından bağımsız olarak orada yeni bir sıra başlar- teşkil ediyor gibidir. Daha sonraki tartışmaların da göstereceği üzere ‘yer’ ve ‘nokta’ birbirleriyle karşılıklı olarak uyumsuz olmak zorunda değildir. Bu makalenin maksadı bizim açımızdan bu detayın düzenine yöneliyormuş gibi gözükmemekte ve ‘yer’i kullanarak bu meseleye karşı önyargı geliştirmekten imtina ediyoruz, zira ‘yer’in olası ayrıntılandırmaları hem ‘yer’ hem de ‘nokta’dır.
16. Konuşmacı-değişimi, iki-sıralı bir dizilimin, yani ardından hiçbir şey olamayan sadece ‘A: Merhaba; B:Merhaba’ durumunda söz konusudur.
17. Bkz. Özellikle bu konuyla ilgilenen Jefferson 1973.
18. Kotarılan bir geçişi karakterize edebilecek kısa bir boşlukla ve konuşmalarda gerçekleşen böylesine uzun sessizlikler arasındaki ilişki, özellikle de sıralar arasında, burada ele alınmayacaktır, kural 1c ‘aynı konuşmacının devam etmesine’ de olanak sağlarken sadece kural 1b’nin bizatihi seçime bir seçenek olarak olanak sağladığına işaret edeceğiz. Bu kombinasyon, aşağıda §4.11’de ele alınacak sapma ihtimaline olanak tanıyor.
19. Dipnot 12’deki a-g, dipnot 13’teki a-c, dipnot 14’deki a-c, 1-3, 12 ve aşağıda 21-23’de söz konusu olduğu üzere.
20. Farklı ölçeklerdeki tek birimli sıralar dipnot 12’deki a-g, dipnot 13’teki a-c örneklerinde ve başka yerlerde var
21. Kısa tek-cümlelik sıralar için bkz. dipnot 12’deki b ve dipnot 13’deki (c) örneklerinde yukarıda. 
22. Bkz. §4.12 aşağıda- ve daha fazla ayrıntı için, Schegloff & Sacks.
23. Birkaç sıra tipine ilişkin tartışmalar yayınlandı veya yayınlanmak üzere: örneğin, çağrı-cevap sıraları (Schegloff 1968), yan sıraları (Jefferson 1972), ek sıraları (Schlegoff 1972), kapanış sıraları (Schlegoff & Sacks 1973), hikaye sıraları (Sacks 1974), genişletilmiş sıraları (Jefferson & Schenkein, MS) ve bir dizi farklı sıra (bkz. Jefferson 1973)
24. Örneğin, küçük gruplara dair yazında, sıraların göreli dağılımının (veya benzeri bir kıstasın) iktidar, statü, etki vb. dair bir gösterge (veya aracı) olduğu iddia edilmiştir. Böylece, Bales (1970:62, 76-7) şunları belirtmekte:
‘Konuşma miktarının statüye dair tamamen güvenilir bir ipucu olmadığı doğrudur- belli kişilerin veya alt-grupların açık davranışları bazen katılım miktarı geleneksel statüyü takip etseydi beklenebilecek şeyle oldukça uyumsuz gibi görünüyor. Ne var ki, kimin kiminle ne kadar konuştuğuna dikkat etmek beklenmedik bir biçimde aydınlatıcı olabilir...
Grupta kimin kiminle ne kadar konuştuğu, somut mevcut durumu karakterize eden ‘kaba bir olgudur’. Konuşmak zaman alır. Grubun bir üyesi konuştuğunda grubun diğer tüm üyelerinin zamanına ve dikkatine mal olur, bu grup üyelerinden bazıları konuşmak istiyor olabilir. İçerikten bağımsız olarak, ufak bir grupta konuşmak en azından o müddet boyunca diğer grup üyeleri üzerinde iktidar uygular. Bu iktidarın uygulanması bireyin dışsal kriterlere dayan statü konumuyla hatta grup içerisinde geliştirilen özel kriterlerle örtüşmek zorunda değil...
Küçük grubun içinde, belli bir üyenin belli bir oturumda aldığı zaman pratik olarak doğrudan o müddet boyunca uygulamaya yeltendiği iktidarın göstergesidir.’
Araştırmacılar tarafından bu alanda kuşkusuz gözlemlenmiş olan uyarıya ek olarak bir sonraki paragrafta bir diğer uyarıyı öne süreceğiz ki, bu, göreceli sıra dağıtımının bu şekilde kullanıldığında analizciler tarafından kullanılabilir. 
25. Şimdi belirtilecek olan şeyler sadece geçişe ilişkin yer açısından geçerli değildir, sadece sıra organizasyonuna referansta bulunularak karakterize edilebilen belli geçiş yerleri sınıfları açısından geçerlidir, sıra almanın organizasyonu açısından değil.
26. Yani, konuşmalarda tarafların sessizliğin konumlanışını ele alışı olumsaldır. Daha kaba ifade etmek gerekirse: Sıra-içi sessizlikler (geçişe ilişkin yerdekiler değil) bir ‘ara’dır ve başkalarının konuşmaması gerekir; muhtemel bir tamamlama noktasından sonraki sessizlik başta bir boşluktur ve asgari düzeye çekilmelidir; geçişe ilişkin yerlerdeki genişletilmiş boşluklar sukutlara dönüşebilir. Ancak, bazı sessizlikler dönüştürülebilir. Böylece, gelişen bir sessizlik bir geçiş yerinde meydana geldiğinde ve böylelikle (potansiyel) bir boşluksa, ondan önce konuşan taraf tarafından sonlandırılabilir; böylece, ‘boşluk’ bir (artık sıra-içi olan) ‘araya’ dönüştürülmüştür. Bu, boşluğun asgari bir düzeye çekilmesinin bir yoludur (bkz. yukarıda dipnot 14’teki (b) ve (c) örnekleri ve örnek 1.)
27. Kural 1b ile 1c arasındaki seçenek-döngüsü ilişkisi, burada sunulduğu şekliyle, Matarazzo & Wiens tarafından aktarılan sonuçları açıklamakta yardımcı olabilir; bu, ‘reaksiyon zamanı sürekliliklerinin’ (ikili konuşmalarda bir konuşmacının tamamlaması ile diğer tarafın başlangıcı arasına giren zaman), ‘inisiyatif zamanı süreklilikleri’nden (bir konuşmacının ‘tamamlamasıyla’ aynı konuşmacının devam ettiği telaffuz arasına giren zaman) daha kısa olması etkisini yaratır ki, bu durumda diğer katılımcı konuşmamış olur. Materyallerimizde benzer verilerle karşılaşmamız bu kısmen kuralların formülasyonunu sağladı.
28. Sıra dağıtımı hem konuşmaların ampirik bir olgusu hem de kural setinin bileşenlerinin parçası olarak belirdiği için, ona dair tartışma başka bölümlere nazaran daha uzundur ve kısmen kural setinin o parçasını ayrıntılandırmayı amaçlar.
Modelin, genel olgularla uyumlu olduğunu gösterme meselesi, sıra dağıtımı söz konusu olduğunda diğer olgulara nazaran daha farklıdır zira, bu, birçok dağıtım tekniğini bir-zamanda-bir-konuşmacıyla düzenleyerek uyumlu hale gelmelerini sağlar ve modelin tasarımının asli bir sonucudur (bkz. yukarıda §3).
29. Bkz. dipnot 12 yukarıda, ve aşağıda örnek 12. 
30. ‘Hitap etmenin’ kendisi bir ilk-çift parçası olarak yapılabilir, yani davet etmede söz konusu olduğu üzere; bkz. Schegloff 1968.
31. Dipnot 13’teki (a) örneğinde veya örnek 14 ile 21’de olduğu gibi.
32. Örneğin, sıra başlangıçlarının geniş bir grubu cümle başlarıdır; böyle başladıklarında cümlenin veya sıranın karakterine dair belli ölçülerde bilgilendirici olurlar, kimileri de çok fazla bilgilendirici olur. Böylece, bir n-kelimesiyle başlayan bir sıranın konuşması güçlü bir biçimde o sıranın ‘soru’ karakterinin muhtemelen dahil olmasını yansıtır, ki bu da, artık bildiğimiz sonuçları beraberinde getirir –yani, muhtemelen sonraki konuşmacıyı seçer, muhtemelen son konuşmacıyı sonraki konuşmacı olarak seçer ve (tek-kelimeli soru biçimi elde olduğu takdirde) hızlı bir sıra-transferi etkisinde bulunur.
33. Bkz. dipnot 12 yukarıda.
34. Bkz. §4.12’in (b) bendi, tekrarlı ‘kısmi tekerrürler’ ve buradaki alıntılar.
35. Onarıma dair iki farklı görünüşe dair bir tartışma için bkz. Jefferson 1972, Sacks & Schegloff 1974.
36. Buna dair bir örnek şudur: Anne, 11 yaşındaki kız ve köpek yataktadır; kız yatmaya gider; köpek konuşmada daha önceden zikredilmişti.
M: N’api’on.
L: Ben mi?
M: Eet,[böyle mi uyuyacaksın
L:       [Hiç
L: Hayır, hh heh hh hh
M: Kıçın havada, bu şekilde nasıl uyuyacaksın.
L: heh heh uyumayaca’m ki(i)

37. Umarına dair yapılan daha eski çalışmalar (örneğin, Jefferson 1972, Schegloff 1972, Sacks & Schegloff 1974) sıra alma sisteminin onarımı düzenlediğine rastlamıştı ki, bunu özel olarak araştırmıyorlardı. Mevcut tartışma bağlamında Jefferson 1972’deki özgün verilere dikkat ediniz.
38. Böylece, yöneltilen soru, yönetilen tarafın cevap vermesini gerektirir, sorunun semantik özelliklerinden ziyade sıra alma organizasyonu sorunun ‘sonra’ gelmesini gerekli kılar.
39. Daha eskiden çalışmalar yapan araştırmacılar, örneğin, Bales 1950 ve Laffe & Feldstein 1970, ‘tanınabilen’ bir birime bakarak (ki, araştırmaları açısından bunu yapmalarının oldukça geçerli teknik sebepleri vardı) onun kendisini-belirleyen, bağımsız, tanınabilir tamamlılığına odaklanmıştı. Bu, sırların etkileşimsel şekillenişi olan konuşmanın ana sıra organizasyonuyla çelişir gibidir.
40. Özgünleştirme meselesinin önemini görmüş olmamızı mümkün kılan kişi birlikte çalıştığımız Harold Garfinkel’dir; bkz. eserleri 1967 ve 1970.
41. Kelime seçimi için bkz. Sacks & Schegloff.
42. Bkz. Jefferson 1973:56-71, vd.
43. Bu özellik, herhangi bir dile ya da sosyal gruba özgü değildir. Sosyal organizasyonu kuran dilleri ve sistemleri bakımından çok farklılaşan toplumlardaki konuşmalarda, toplantılarda vb. gibi etkinliklerde açıkça gözlenmektedir.



EK: YAZI DÖKÜMLERİNDE KULLANILAN KURALLAR
Ardışıklık. Sıra özelliklerinin yazı dökümü özen gösterilerek yapılmıştır ve bunun için şu kurallar kullanılmıştır:
V: Bu adamlar bana oğlumun bunu // yaptığı::nı söyledi.
M: Ne yapmış.

Çoklu-kesişmeli bir sözceyi, sırasal düzende, onunla kesişen bir konuşma takip eder Böylece C’nin ‘Vi:c’si, V’nin ‘çekilmesiyle’ aynı zamanda gerçekleşir ve ‘Victuh’su onun ‘koridoruyla’iyle aynı zamanda gerçekleşir:
V: Ben // Çöp kovamı onun bıraktım // koridoruna
C: Vi:c,
C: Victuh,

Kesişme noktasına alt-alta iki köşeli parantez koyup (orjinal metinde tek büyük parantez diye geçiyor –çev.) kesişen konuşmayı doğrudan kesiştiği konuşmanın altına koymak buna alternatif bir sistemdir:
V: Adam bunu oğlumun [yaptığını söyledi.
M:           [Ne yapmış.

Sırasıyla transkripsiyonu yapılan iki sözcenin başındaki köşeli parantezler aynı zamanda başladıklarını gösterir:
M: [Hayır, hayır, hayır diyorum.
V: [Onu geri yerine koy,

Sağ taraftaki tek köşeli parantezler kesişen veya aynı zamanda-başlamış iki sözcenin bittiği noktayı veya bir tanesi sürerken diğerinin bitişini veya bir sözce-bileşeninin diğeri karşısında bittiğini gösterir. Bu makalede alıntılanan kimi verilerde bunun yerine bir asteriks kullanılmıştır:

M: [Hayır, hayır, hayır diyorum.]
V: [Onu geri yerine koy,]
M: Jim // evde değildi] ee peki.
V: Biliyo’n mu?]
M: Jim // evde değildi* ee peki.
V: Biliyo’n mu?*

Genel olarak eşit (=) işaretleri ‘kitlenme’yi (latching) gösterir, yani önceki konuşmanın sonuyla sonraki konuşmanın başlangıcı arasında bir boşluk yoktur. Sonraki konuşmacının sözleriyle önceki konuşmacının sözleri arasındaki ilişki, aynı konuşmacının konuşmasının iki parçası arasındaki ilişkiyi göstermek, çeşitli yerlerde kesişen uzun sözcelerin yazı dökümünü yapmak için kullanılır ki, bu son durumda süregidecek şekilde üretilmiş bir sözce az çok keyfi bir biçimde bölünebilir:

R: Na’pion=
V: = darbe aldılar mı diye sordum

V: Eşim // o oğlanı yakaladı=
R: Eet.
V: =Peryy’de bir tane yakıyo’m ve görüşür’z.
V: Valla oğlumun bunu yaptı=oğu:nun darbe almadı:na sevindim, hh dedim ama ...

Konuşmacının sözcesinin sonundaki bir eşit işaretini, solda bir köşeli parantezle birleşen eşitlik işareti takip ederse, bu, köşeli paranteze alınan konuşmacıların önceki konuşmadan sonra bir boşluk olmadan aynı zamanda başladıklarını gösterir. Bu, bir konuşmacıyı başka iki konuşmacının izlemesi veya konuşmaya ‘devam’ eden bir konuşmacıyla bir diğeri içindir:

J: Orospu çocuğu // boğazını kesmiş. Bunu yapar mı,=
V: Wuh-
V: [Buna gelemem.
      =
J: [eğer o- onu kıran oysa,

İlk konuşmacının tek ve süregiden bir sözcesi olarak ele alınan bir şeye iki taksim eklemek alternatif bir sistemdir:

J: .....Bunu neden yapsın ki, // eğer o- eğer o onu kıran kişiyse,
V: Buna gelemem.

Sağda köşeli parantez ve eşit işareti, iki telaffuzun aynı anda bittiğini ve sonraki tarafından ‘kitleneceklerini’ (latching) gösterir. Bu durumda, önce gelen ikisi, aynı anda başlamış olan sonraki sözceler tarafından kitlenir:

V: Eet, valla ben onları alırdım.
M: [Hayır, hayır hayır h’hayır diyorum.]=
V: [Onu yine al,]=
M: [Yapmam bunları-]=
             =
V: [önemli değil.]=
M: Kırılırsa]
V: Aman bunu] dedi hh

Parantez içindeki rakamlar, saniyenin onda biri üzerinden ölçülen zamanı gösterir. Bu araç, ardışık konuşmacıların sözceleri, tek bir konuşmacının ayrılabilir iki parçası arasında ve tek bir konuşmacının içsel olarak organize edilmiş parçaları arasında kullanılır: 

V: ..ooonu temizledi mi,
(0.3)
(): hhehh
V: Şaka yapmıyorum.
M: Eet or’da bişi’ yok mu?
      (0.5)
M: Uğraşma.
V: Biriyle birlikte iyi tanıdığın, (0.7) Oh:a diyor...

Uzun tireler bu makalede az geçiyor ve zamanlanmamış bir arayı, örneğin ‘vuruşu’ gösteriyor

V: İşime bakarım, işim:: --- karşı tavır pih- hh

SES ÜRETİMİ bu verilerde özenli ya da tutarlı bir biçimde sergilenmemiştir, ancak aşağıdaki özel simgeler kullanılmıştır:
Noktalama işaretleri gramer simgeleri olarak değil de tonlama için kullanılmıştır. Dolayısıyla, bir soru ‘virgül’ veya ‘nokta’yla kurulabilir ve soru-olmayan şeylerle birlikte ‘soru’ tonlaması gerçekleşebilir. 

V: Çünkü görevli ikinci kattaki ampul yandıktan sonra ampul takmadı?
V: Köpek’le kedi farklıdır.
R: Naaptın:.

İki nokta önceki hecenin uzatıldığını gösterir. V’nin ‘vay’ının M’nin kesişen sözcesindeki beş tane iki nokta hecenin uzatıldığı gösterir, ikinci örnekte söz konusu olduğu üzere bir kaç tane iki nokta daha uzun heceleri gösterir:

V: Ee gördünü:z mü
M: Eet hepsi sandalyenin üzerinde tü//m o pislik sandalyede]=
V: Va:::::::::::y]=
V: = Ben bunu bilmiyordum?

Alt çizgiler farklı uzatma biçimlerini gösterir ve ton ve/veya ses düzeyini içerebilir:

V: Dedim ki niye biliyor musun, çünkü bak.

Uzatmayla, vurgulama işaretleri arasındaki ilişki, bir kelime süresince ton değişimi (veya tonun değişmediğini) olduğunu gösterir. Uzatmanın sadece ilk harfe uygulandığı ilk cümlede ton değişmez. İkinci cümlede ton ‘ağ:ır’ın sonunda düşüyor; üçüncüsünde ‘ağ:ır?’ın sonunda yükseliyor.

V: Ağ:ır işler yapıyor demiyo’m.
V: Ben :ır işler yapmıyorum.
H: Yaptığı iler ağ:ır mı?

Kısa tire önceki kelime veya sesin kesildiğini gösterir:

V: Dedi ki- biliyo’n, ondan- ondan hastalandım.

Parantez içindeki, bir kelime ya da ses içindeki h,  derin derin soluk almayı belirtir, örneğin gülme, soluk soluğa kalma, vb.

V: Ben de kafadan çatlak bi saçma (sa-i(h)çma’ ya(h)ni) kü(h)çü(h) heh heh

Parantezlerde bulunmayan h, bir kelimedeki veya bir sesteki duyulabilen nefesleri gösterir. Önünde nokta işareti varsa nefes almayı yoksa nefes vermeyi gösterir:

V: Öyle işte dedim ki hh n’apcam

Derece işareti (°) işaretten önce gelen konuşmanın ses düzeyinin düşük olduğunu gösterir:

M: Jim evde dii’ldi, // °(oraya gittii’nde)
Büyük harfler yüksek ses düzeyini gösterir:
V: ve BİTMEDİ!

OKUR KILAVUZU. İlaveten şu kurallara da dikkat edilmelidir:
Tek duran çift parantezler, yazı dökümünü yapan kişinin o parantezlerin içinde olan kelimelerden emin olmadığını gösterir:

M: Ben de kafadan çatlak bi saçma (sa-i(h)çma’ ya(h)ni) kü(h)çü(h) heh heh
M: Jim evde dii’ldi, // °(oraya gittii’nde)

Eş konumda bulunan parantez çiftleri yalnzca iki muhtemel işitmeyi değil aynı zamanda her birinin müphemliğini gösterir:

V: (şimdi senle) ol’cam
(bi dakkaya.)

Boş parantezler bir şeyin ‘duyu’lamadığını gösterir:
(  ): Tç! (      )

Bazen, yakalanan sesten bir şeyler yakalamak için anlamsız heceler sunulur:
R: (Y’ katta muu?)

Konuşmacı kolonu da aynı şekilde ele alınır: Tek parantezler konuşmacının kim olduğuna dair şüpheyi, çift parantezler müphem olasılıkları ve boş parantezler konuşmacının belirlenemediğini gösterir.
İkili parantezler arasındaki materyaller somut kelimeye dökülen şeylerden farklı olan ses materyallerini veya yazı dökümü yapılmamış şeylerin kelimeye dökülüşlerini gösterir:

M: ((fısıldadı)) (Şimdi kıracaklar.) 
M: ((GÜRÜLTÜ))
M: ((öksürük))
V: ((tız-kirli ses)) Valaa bunu yapardık, ve yaparız-
J: Bular pi::slik dolu.

Son olarak, bu makalede alıntılanan veri alıntılarının betimleyici olduğunu belirtmeliyiz. Farklı iddialarımıza dair,  büyük veri koleksiyonlarını temsil etmektedir ve bir çok konuşmadan toplanmıştır. Yerimiz kısıtlı olduğundan dolayı veriler daha ayrıntılı bir biçimde sunulamamıştır. Ancak, bu veriler söz konusu iddiaların ötesinde iddialar için de incelenebilir ve bazı iddialarımız için biz de başka iddiaları göstermek için de kullanılabilecek verileri alıntıladık (oklar, veri alıntısında hangi olguların ele alındığını gösterir). Diğer makalelerimizdeki tüm veriler, bu makalede öne sürülen iddiaların geçerliliğine bakmak için de aynı şekilde incelenebilir. Başkalarının doğal konuşmalardan topladığı (uygun bir ayrıntı düzeyini yakalayacak şekilde transkripsiyonu yapılmış) veriler de incelenebilir. Tüm bunlar, elbette, makalede önerilen şeylerin ‘herhangi bir konuşma’ için geçerli olması durumunda geçerli olacaktır. 
Kimi dilbilimciler –örneğin, IPA simgeleri yerine- modifiye edilmiş bir İngilizce imlayı kullanmamıza karşı çıktı: iddialarına göre, sonuçta ortaya çıkan şey çizgi-roman İngilizcesini andırıyormuş ve yersiz çağrışımları olabilirmiş. Biz bunu şöyle yanıtlıyoruz: Biz sadece somut sesin ne kadarını aktarabiliyorsak onun yazı dökümünü yapmaya çalıştık ve bu esnada dilbiliminde uzmanlaşmamış okurların da bunları anlayabilmesini amaçladık; alıntılar yaptığımız kişilere saygısızlık etmek istemedik.



Kaynaklar
ALBERT,  E.  1964.  _ Rhetoric ',  _ logic',  and _poetics ' in  Burundi: culture patterning of
speech behavior. In Gumperz  & Hymes, 35-54.
BALES,  R.  F.  1950. Interaction process analysis.  Cambridge,  Mass. : Addison Wesley.
______  1970.  Personality  and  interpersonal  behavior.  New  York:  Holt,  Rinehart  &
BARKER, R.  G., and H. F. WRIGHT.  1951.  One boy's day. New York: Harper.
BEARDSLEY,  R.  K;  J.  W.  HALL;  and  R.  E.  WARD.  1959.  Village  Japan.  Chicago:
University of Chicago Press.
BECKETT, S.  1972. The lost ones.  New York: Grove Press.
COLEMAN, J. 1960. The mathematical study of small groups.  Mathematical thinking in
the  measurement  of  behavior:  small  groups,  utility,  factor analysis,  ed.   H.
Solomon, 7-149.  Glencoe, III.: Free Press.
DUNCAN,  S.  D., JR. 1972a.  Some signals and rules for taking speaking turns in conversations. Journal of Personality and Social Psychology 23.283-92.
 ______    1972b.  Distribution  of  auditor  back-channel behaviors in dyadic conversation.
Journal of Psycholinguistic Research’de yayınlanacak.
  ______  . 1973. Toward a grammar for dyadic conversation. Semiotica 9.29-46.
GARFINKEL,  H.  1967. Studies in ethnomethodology.  Englewood Cliffs,  N.J. : Prentice.Hall.  ---
_____and  H.  SACKS.  1970.  On  formal  structures  of  practical  actions.  Theoretical
sociology, ed. by J. C. McKinney & E. A. Tiryakian, 337-66. New York: Appleton-Century-Crofts. 
GOFFMAN,  E.  1955.  On face work: an analysis of ritual elements in social interaction.
Psychiatry 18. 213-31.
_____ 1964. The neglected situation. In Gumperz & Hymes, 133-6.
 _____  1971. Relations in public. New York: Basic Books.
GOLDBERG, J. MS. A system for the transfer of instructions in natural settings. Semiotica’da yayınlanacak.
GUMPERZ,  J.  J.,  and  D.  HYMES  (eds.)  1964.  The  ethnography  of  communication.
American Anthropologist 66:6, bölüm 2 (özel baskı). Menasha, Wisc.
ISAACS, S. 1933. Social development in young children. New York:Harcourt Brace.
JAFFE, J. and FELDSTEIN, S. 1970. Rhythms of dialogue. New York:Academic Press.
JEFFERSON, G. 1972. Side sequences. In Sudnow, 294-338.
____1973. A case of precision timing in ordinary conversation: overlaped tag positioned address terms in closing sequences. Semiotica 9. 47-96.
_____and J.SCHEINKEIN.ms. Some sequential negotiations in conversation:unexpanded and expanded versions of projected action sequences. To appear in Schenkein et al.
JORDAN, B. and N. FULLER. MS. The nonfatal nature of trouble:sense-making and trouble managing in ligua franca talk. To appear in Semiotica.
KENDON, A.1967. Some functions of gaze direction in social interaction. Acta Psychologica 26.1-47.
MATARAZZO, J. and A. WEINS. 1972. The interview: research on its anatomy and structure. Chicago:Aldine-Atherton.
MILLER, G. 1963. Review of universals of language, ed. By J.Greenberg. Contemporary Psychology 8. 417-18.
MITCHELL, J.C.1956. The Yao village. Manchester: University Press.
MOERMAN, M. 1972. Analysis of Lue conversation: providing accounts, finding breaches, and taking sides. In Sudnow, 170-228.
_________and  H.SACKS. 1972. An analysis of the course of a joke’s telling in conversation. To appear in Explorations in the etnography of speaking, ed. By J. Sherzer & D.Baumann. Cambridge University Press.
________and E.SCHEGLOFF.1974. Two preferences in the organization of reference to persons in conversation and their interaction. To appear in Ethnomethodology, labelling theory, and deviant behavior, ed. By N.H.Avison & R.J.Wilson. London: Routledge & Kegan Paul.
SCHEGLOFF, E.1968. Sequencing in conversational openings. American Anthropologist 70. 1075-95.
________1972. Notes on a conversational practice: formulating place. In Sudnow, 75-119.
________MS. On some questions and ambiguities in conversation. In Schenkein et al.
________and H.SACKS.1973. Opening up closings. Semiotica 8. 289-327.

SCHENKEIN, J.; F.SACK AND E.WEINGARTEN. (eds.).MS. Issues in conversational analysis. Berlin:Suhrkamp Verlag (to appear).
STEPHAN, F.F. and E.G.MISHLER.1952. The distribution of participation in small groups:an exponential approximation. American Sociological Review 17. 598-608.
SUDNOW,D.N. (ed.).1972. Studies in social interaction. New York:Free Press.
YNGVE, V. 1970. On getting a word in edgewise. Papers from the 6th Regional Meeting, Chicago Linguistic Society, 567-77.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.